Maddi yani biyolojik kanserlere duçar olanlarımızın tedavisi için gereğini yapmak üzere seferber olurken, manevi kanser için neredeyse hiç gayret etmeyiz. Oysa kuvvetle muhtemel, maddi kanserin de manevi kanserin de ana nedeni aynı: Mide!
Vicdan denilen şey insanın beynini kanser gibi kemirir, sonunda gri hücreler bütünüyle yenilip yutulur. Şeytan yenilmiştir, geri plana çekilir, ama sanma ki öfke içinde dişlerini gıcırdatıp alev tükürür. Omuzlarını silker yalnızca..
Zavallı şair... Bülbül hamûş, havz tehî, gülistan harab diye inliyordu. Ne bülbül kaldı, ne havz.
Toplum zıvanadan çıkmış. Cinayet cinayeti kovalıyor. Akıl susmuş ve mefhumlar cehennemî bir raks içinde tepinip duruyor. Sloganlar yönetiyor insanları. İdeolojiler yol gösteren birer harita değil, idrâke giydirilen deli gömlekleri. Aydın dilini
"İnekler geviş getiren hayvanlardır, yani ot, baklagiller ve ekin artıklarını yerler. Fakat tesislerde -GDO'lu- mısır ve soya fasulyesi karışımını yiyorlar.
-Ot yerine-yemle beslenen hayvanlarda, kanser, diyabet, obezite ve bağışıklık sistemi sorunlarıyla bağlantılı olan, omega-6 yağ asidi (zararlı yağlar) birikiyor. Oysa otla beslenen hayvanlarda, kolesterolü düşüren ve yağlı balıklarda da görülen omega-3 yağ asidi bulunuyor. Ayrıca otla beslenen hayvanlarda, tümör gelişimini engelleyen, obezite ve başka hastalık riskini azaltan bileşmiş linoleik asit düzeyi daha yüksektir."