Hürrem Sultan
Kanuni Sultan Süleyman'ın sevgili eşi Hürrem genelde tarihçilerimiz tarafından lanetlenmekle birlikte müthiş bir hayır eseri tutkunudur. Buna rağmen lanetlenmesinin sebebi, "Elinin hamuruyla" erkek işine karışması, oğlunu (II.Selim) hayatta tutmanın tek yolu olan padişahlığa oğlunu getirmeye çalışmasıdır. Çünkü Osmanlı töresine göre Selim ya Padişah olacak, ya da ölüm şerbetini içecektir. Bunun başka çaresi yoktur... Hürrem Sultan bunu dikkate alarak, oğlunun öldürülmemesi için çabalamıştır. Oğlunu hayatta tutmaya çalıştığı için hangi anne suçlanabilir? Ama Hürrem insafsızca suçlanmış, Kanuni'yi etkilediği için “kötü kadın" ilan edilmiştir. Oysa her kadın kocasını etkilemeye çalışır. Kuşkusuz o da etkilemeye çalışmıştır. Bunun için onu suçlamak yerine anlamaya çalışmak lazımdır. Eğer ortada bir suç, ya da günah varsa, bunun sorumlusu Hürrem Sultan'dan ziyade, hüküm mevkiinde olan Kanuni'dir. Sanırım tarihleri erkek kalemler yazdığı için Kanuni'yi beraat ettirmekte, Hürrem Sultan'ı ise ipe çekmektedirler. Oysa Hürrem Sultan uhrevi endişeler taşıyan bir annedir. Aynı zamanda bir hayır eseri tutkunudur. Mimar Sinan'a cami, medrese, şifahane, hamam, kervansaray ve su tesislerini de içeren Haseki Külliyesi'ni o yaptırmıştır. Ayasofya'nın karşısındaki Çifte Hamam da bir Hürrem Sultan hayrıdır. Manisa ve Haseki Darüşşifaları ise onun adına kurulmuştur.
Sayfa 102Kitabı okudu
Tesadüfen zirveye çıkılmaz... Çıkılsa bile durulmaz...
Reklam
Muhibbî
bu ne güzellik, bu ne yüz, bu ne güldür? .... muhibbi ansızın divane oldu. bu ne aşktır, bu ne derttir, bu ne huydur..
Yüzünün aydınlığını görüp de yansam yıkılsam ayıp mıdır ; aydınlık görünce yakar kanatlarını kelebekler.
babamın bana söyledikleri gibi..
"baharım, sevincim, günlerimin anlamı, gönlüme nakşolmuş resim gibi sevgilim, benim gülen gülüm.."
Avcunuzdaki Kelebek
Yavuz Sultan selim, oğlu Kanuni Sultan Süleyman'a iki mektup verir."Birini ben ölünce aç, ikincisi de beni defnettikten sonra açarsın." der. Vefat ettiğinde Kanuni ilk mektubu açar. Mektupta, "Oğlum, senden tek bir istediğim var; beni çoraplarımla gömsünler, başka bir şey istemiyorum." yazmaktadır. Kanuni, defin işlemini yapacak, din görevlisinden bu vasiyeti gerçekleştirmek için izin ister. İmam tüm ısrarlara rağmen bunun imkansız olduğunu, dinimizde böyle bir şey olmadığını anlatır. Yavuz, mecburen çorapsız defnedilir. Kanuni ikinci mektubu açtığında şu yazıyı görür: "Bak oğlum, bir çift çorap bile götüremedim."
Sayfa 31 - Elma yy.Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.