Güzel bir vesileyle tanışıp okumaya başladığım kitap, daha çok yazarın kendi kendine tuttuğu notları iki kapak arasında bastırıp yayınlatması gibi bir fiziksel görüntü ile karşımıza çıkıyor. Gah yarım sayfa gah çeyrek sayfa yazılar mevcut fazlaca. O nedenle kitap vasfıyla düşününce pek hoşlaşamadığım bir durum oldu. Mürekkep akmasa da olurmuş o sayfalara, neyse :)
Eşikte oturmanın doğru bir davranış olmadığını zaten büyüklerimizden çokça laf yiyerek çocukluğumuzda öğrenmiş insanlarız. (tabi nasipli isek)
Bu kitapta üzerinde durulan husus, eşikte oturmak değil bi anlamda ayakta beklemekten bahsedilmiş. Varla yok arasındaki dengeyi kurarak, gözün ve gönlün dâim açık kalması istenilerek hayatı temaşa edecek bir ayakta bekleyiş..
Kitap tek seferde okunup bitirilebilir, tabi içeriğinde alıntılanan isimlerin, bilgilerin araştırmasına dalınmadığı sürece. Aslında kitap ilk 30 sayfada maksadını tamamlamış diyebiliriz ancak yazar değerli isimlerden alıntılarla okuyucunun eşikteyken içinde bulunması gerektiğini düşündüğü hâl ve şartlara örnek numuneler sunmuş.