Gitmenin ekseriyetle iki yönü vardır. Biri neşe, umut, heyecan taşır öteki daima keder. Mevsim Yenice bir başka öyküsünde tam da bundan bahseder: "Nereye gideceğini sormuyorum. Çünkü ikimiz de biliyoruz; gitmek gitmektir, neresi olduğunun önemi yok." Bazen sadece gitmek gerekir sevgili okur. Önemi yoktur varılacak yerin, giden için de
Usta bana iki yürek arası
Biraz sevda Sarıver
Ama içinde acı olmasın.
Sosunu da mutluluktan sürüver
Tadı damağımda kalsın.
Yanına bir şişe şarap aç
İstemem çerez falan
Mezesi şiir olsun
Aşk cemal Süreyya dan
Özgürlük nazım dan olsun
Ne çok han var dersin bu ülkede
İstanbul'u anlatırsın bize
Gözleri kapalı
Özdemir asaf'ı unutma
Anahtar onda
Sonra kalırız disarda ..
Geceleri bir ıslık
Penceremin altında birileri
Beni çağırıyorlar
(yoksa yanılıyor muyum)
Koşup bakıyorum kimseler yok
Sarayburnu’nda sis düdükleri
Mektuplarım kayboluyor posta kutusundan
Birileri çalıyor ama kim
Olm siz adam akıllı insanlar olsaydınız hiç kadınları bu sohbete dahil etmez konuyu uzatmadan Burhan ve babamla konuşurdunuz ama siz naptınız yine her zamanki gibi kendinizi büyük gördünüz. Neyse Allah büyüktür elbet bir gün hakkımız sorulacaktır. Tamam belki bu hırsızlık olayı tam gün yüzüne çıkmamış olabilir ama biz sizin ne olduğunuzu çok çok
Kendine özgün fantastik ve gotik havasıyla beni kendine aşık eden bir kitap oldu. İlk bir konusuna değineyim sonra görüşümü yazacağım.
Konusu; Blunder Kralığı saran ve ilerleyen sis ve sise yakalanan ateşle beraber gelen sihirli güçleri olan insanlar ve onları ortadan kaldırmak isteyen Kral, hekimler ve şövalyeler. Sisi ortadan kaldıracak ve sihirli güçleri yok edecek tek şey ise uzun zaman önce Çoban Kralla başlayan on iki kart destesinin bir araya getirilmesi.
Eh konusu bu olunca tabi bir tane sise yakalanmış ama gizlenmeyi başaran sihirli güçlere sahip olan kızımız Elspeth var ve onunla uzun zamandır zihninin içinde bir bakıma onu koruyan Kabus var. İkisinin ilişkisini çok sevdim tabi kitap öyle bir yerde bitti ki bir sürü soru işareti bıraktı kafama ama yine de ikisini de çok sevdim. Hatta bir ara keşke ana erkek kabus olsa falan dediğim zamanlarda oldu.
Erkek karakter demişken Kralın Şövalyelerin Komutanı Ravyn Yew, kralın adamı falan diyorum ama bakmayın değil bildiğiniz haydut ve on iki kartın peşinde tabi bunu bir amaç uğruna yapıyor ve kartları görme yetisi olduğu için de bir davette Elspeth'i keşfediyor ve başlıyor flörtleşme oyunu. Yani oyun falan dedim ama tahmin edin sonra ne oluyor:)
Kısaca bu şekilde bir olay örgüsü olan ezber bozan bir kurgu. Kabus ve Elspeth harika bir ikiliydi yani gerçek bir güçlü kadın karakter diyebilirim çünkü bunu ne erkek karakter gölgelemiş ne de aşk. Uzun zamandır sığ konu fazla smut okumaktan beynin örümceklenen beynime bu kitap ilaç gibi geldi. Umarım yazar bu kalemle devam eder çünkü ikinci kitabı dört gözle bekliyorum.
Gözüm kapalı tavsiye ederim. Gidin okuyun.