Hayatımız boyunca okuduğumuz kaç kitabı, kendi içimizden bir pasajı almış gibi hissederiz?Soru ile başlamış bir yazı yine soruyla bitirir akıbetini...Yer yer ufak dalgınlıklara da sebebiyet verse de kitap, çoğunlukla dinç bir bilinçle yazıldığından olsa gerek her seferinde beni tekrar kendime getirip, çocukluğumuzun en saf yerlerinden tutarken, zaman zaman derin sorgulamalara da teşvik eden konusuyla son vurgusunu yapıp dozunda bir kapanış yapmış yazarımız. Kendi ideolojisini içinde barındıran ve “basiretizm” kavramına bu kitapla, kuralları yeterince kısa ve öz olan hayat tacirleri için rehber niteliğinde bir yapıt olduğunu söyleyebilirim. Evrensel bir temel üzerine kurulu, kollektif bir bilinçle oluşturulmuş bu gaye sevgisiz olamazdı zaten. Yine hepimizin içinden geçtiği bu zor dönemlerde birer ‘Basiretli Tacir’ olmamız ümidiyle, keyifli okumalar dilerim. Daha iyisi nasıl mümkün?
.
.
Birkaç yazım hatası dışında dikkat dağıtıcı, akış bozucu cümlelere rastlamadım.Bu kısmı, yapıcı olan bir ele alış olarak naçizane dile getirme ihtiyacı hissettim.Kapağına gelecek olursak, sembollerle arası iyi olmayanlar için anlamsız bulunabilir ve kitabı kapağa göre seçenler için de iştah açıcı olduğunu söyleyemem açıkçası. Kitabı okumadan kitaba yorum yapmayanlar için ise beğenecekleri, kanaatindeyim.Bu kadar güzel bir konunun basitçe, net ve gerçekçi anlatılması göz ardı edilemez.Sevgiler...