ÇOCUKLARINIZI KİM EĞİTİYOR?
TAKİP EDİYOR MUSUNUZ?
1980 öncesine gidiyorum.
Ortaokul öğrencisiyim.
Babam bizim evimize de televizyon aldı.
Sadece TRT var ve yayınlar siyah beyaz.
Günün birinde Charlie Chaplin’i keşfettik.
Filmin başından sonuna katıla katıla kahkaha atarak izledik dört kardeş.
Bir hafta sonu yine Charlie Chaplin filmi vardı ve
Pardon saat kaç diye sordum yanımda otobüs bekleyen kadına. Onu on geçiyor dedi. Teşekkürler dedim. Arkamı dönüp omzuma çapraz olarak taktığım çantamdan telefonumu çıkarıp çaktırmadan saate baktım. Hayır onu on geçmiyordu. Onu sekiz geçiyordu. On demek sekiz demekten daha mı kolaydı? Neden hep sayıları yuvarlayarak söyleriz ki? Altı geçseydi beş
Kalabalık yine coştu, bastı alkışı. Ben de dayanamadım "Bravo beee!" deyip de alkışlamaya başladım. Kitle psikolojisi dedikleri böyle bir şeymiş demek. Katiyen kendin karar veremiyorsun yaptıklarına. Bir rüzgara kapıldım gidiyorum şu an.