Kapitalizim sömürdüğü çoğunluğu, istediklerini çok sınırlı bir biçimde tanımlamaya zorlayarak sürdürür varlığını. Bir zamanlar bu sonuç çok yaygın bir yoksullukla sağlanıyordu. Bugünse gelişmiş ülkelerde halka istenecek, istenmeyecek şeylerin ne olduğunu, yanlış ölçütleri zorla kabul ettirerek yapılıyor.
Dünya bizleri kurtarma ve bize iyilik etme aşkıyla dolu insanlar tarafından hep kana bulandı. Tarihteki bütün savaşları yürekleri iyilikle dolup taşıyan, kendini bir dava uğruna feda ettiğini düşünen kurtarıcılar çıkardı.Hitler, Almanları; Stalin, işçileri; Mao, köylüleri kurtarmak için dünyayı kana buladı. Milyonlarca insan, kurtarıcıların şevkat
Görüldüğü gibi “Kadın ve Doğa”, endüstriyel kapitalizim ve patriyarki sebebiyle acı çekmektedir. Kadını ve doğayı birleştiren onlara kader birliği yaptığın şey, ikisinin de bu erkek egemen kurumlar tarafından sömürülmesidir.
Artık kölelik kanunu mevcut değil, ancak kapitalizim gelişmekte. Batu Han zamanında olduğu gibi özgür düşüncenin en dorukta olduğu zamanlarda çoğunluk azgınlığı doyurur, giydirir ve korur; kendisi ise aç, çıplak, savunmasız kalır. Böyle bir düzen herhangi bir eğilim ve akımla muazzam bir şekilde bir arada var olabilir, çünkü köleleştirmeme sanatı da aşama aşama kendini geliştirir. Uşaklarımıza ahırlarda artık vurmuyoruz ama köleliğe ustaca şekiller veriyoruz. Köleliği haklı göstermek için her duruma göre en azından bir bahane bulabiliyoruz. Bizim fikirlerimiz de birer fikirdir ancak şu an, 19. yüzyılın sonunda en pis bedensel işlerimizi de işçi sınıfına eklemek mümkün olsaydı bunu elbette yapardık. Ve sonrasında bunu haklı gösterebilmek için en iyi insanların, düşünürlerin ve bilim insanlarının altın kadar değerli vakitlerini bu bedensel işlerde harcarlarsa ciddi bir tehlikenin insanoğlunun gelişimini tehdit altına bırakacağını söylerdik.
Bedelini ödemeye hazır olmadığınız şey sizin değildir ve bu dünyadaki varlığınızı size ait olmayan bir şey üzerine bina edemezsiniz.
.
Sonuç kendini anlamdan yoksun bir evrende yalnızlığa mahkum etmiş ve evrene yabancılaşmış birey oldu varlığı ancak bir üretim ve tüketim konusu olarak kavrayabilen modern kapitalizim elinin uzandığı her şeyi hızlı
Şehircilik, kapitalizmin doğal ve insani çevreyi ele geçirmesidir; mutlak hakimiyet şeklinde mantıklı olarak gelişen kapitalizim, artık uzamın tamamını kendi dekoruymuş gibi yeniden yaratabilir ve yaratmalıdır.
İşte bu anlamda sağcıyım. Batılı anlamda sağcılık, solculuktur benim gözümde. Ya da solculuktan farksızdır. Kapitalizim, benim gözümde solun bir yüzü, kominizim öbür yüzüdür.
Çağdaş kapitalizim büyük sayılarla ve uysallık içinde bir araya gelecek insanlara gereksinim duyar.Bunlar giderek artan bir şekilde tüketime yönelmeli,beğenileri kalıplaşmalı ve kolayca etkilenip yönlendirilmelidirler. Çağdaş kapitalizim kendini özgür ve bağımsız hisseden hiçbir otoriteye ilkeye ya da özduyuya kul olmamış insanlara gereksinim duyar ama bunların buyruk almaya kendinden isteneni yapmaya toplumsal mekanizmayla sürtüşmeden yaşamaya yatkın olmalarını ister öyle ki zor kullanmadan yönlendirilmeli, öndersiz yönetilmeli ve iyi ya da kötü bir amaca sahip olmadan çalıştırılmalıdırlar.
Gelişimi engellemeye başlayana kadar kanunsuz kapitalizim sürer. Sonra kanunlar, güvenlik güçleri ve vergiler gelir. Ondan sonra: Kamu hizmetleri. Sonra da nihayet fazla harcama ve çöküş.