Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Kapitalizm, bir anlamda, şeye ihtiyatsızca, ama sonuçları dikkate almadan ve ötede hiçbir şey görmeden kendini bırakmaktır. Bildiğimiz kapitalizm için şey (ürün ve üretim), püriten için olduğu gibi, kendisinin olduğu ve olmak istediği şey değildir: şey onun içinde olsa da, kendisi şey olsa da, bu tıpkı Şeytan'ın onun farkında olmayan cinli ruhu ele geçirmesi ya da cinlinin, bilmeden, Şeytan'ın kendisi olması gibidir.
Sayfa 136Kitabı okudu
Modern tüketim kültürü, bir başka deyişle kapitalizm, insanın doğal ve toplumsal arzularını kışkırtmış ve hazzı ön plana çıkarmıştır. Bu bakımdan akıl ve ruh karşısında iştaha öncelik vermiştir. Reklam ve propaganda gibi pazarlama tekniklerini kullanarak aklı ve ruhu manipüle etmeyi başarabilmiştir. Bu işleyiş, modern insanı, ne kadar fazla tüketim yaparsa o kadar mutlu olacağına inandırmıştır.
Reklam
Hard Kapitalizm
Bir kişi, 500 insanın işini yapan bir makineye sahip olur ve sonuçta 500 insan işsiz kalır. Ve o 500 kişi de işleri olmadığından açlıktan kırılır ve hırsızlığa başlarlar. O bir kişi makineyle üretimini garantiler ve sahip olması gerektiğinden 500 kat fazlasına sahip olur, istediğinden çok daha fazlasını kazanır…
Sayfa 28 - İthaki Yayınları 1.BaskıKitabı okudu
Neoliberal rejimin iktidar tekniği engelleyici ve baskıcı değil, baştan çıkarıcıdır. Akıllı bir iktidar girmiştir artık devreye. Yasaklamak yerine baştan çıkarmaktadır. İtaat yoluyla değil, hoşlanma yoluyla yaptırmaktadır istediğini. İnsanlar egemenlik ilişkilerine, tüketirken veya iletişim kurarken, hatta like butonuna tıklarken tabi olmaktadır. Akıllı iktidar, ruhu baskı altına almak veya disipline etmek yerine onun duygularını okşamaktadır. Bu güç bize suskunluk dayatmadığı gibi bizi sürekli paylaşmaya, katılmaya, görüşlerimizi, ihtiyaçlarımızı, arzularımızı ve eğilimlerimizi iletişimin dolaşımına sokmaya, hatta hayatımızı anlatmaya teşvik etmektedir. Günümüzün iktidar tekniği özgürlüğümüzü reddetmemekte veya baskılamamakta, bunun yerine sömürmektedir. Günümüzdeki özgürlük krizinin nedeni de budur.
122 syf.
2/10 puan verdi
İnsanlar görüşlerine ilişkin kitapları okumuyorlar. Kur’an olsun, Nutuk olsun, Kavgam olsun, Manifesto olsun; okumuyorlar. Ancak harıl harıl da savunup kafa şişirebiliyorlar. Ne zaman biri kafamı şişirse gider, sırf sus diyebilmek adına olsun, kitabına bir göz atarım. En son kafamı şişiren kişi bir ülkücü oldu ve şimdi de buradayım. Kendi görüşümü
Dokuz Işık
Dokuz IşıkAlparslan Türkeş · Kutluğ Yayınları · 1975731 okunma
Günümüzün performans toplumu zamanı bile rehin almaktadır. Onu işe zincirlemektedir. Böylece performans baskısı bir hızlanma baskısı üretmektedir. Tükenmişlik bir iş hastalığı değil, bir performans hastalığıdır. Ruhu hasta eden şey iş değil performanstır.
Reklam
Günümüz toplumunu ele geçiren şeffaflık tutkusuna karşı mesafe tutkusunun hayata geçirmeyi öğrenmemiz elzemdir. İnsan ruhu başkalarının bakışına maruz kalma kaygısı taşımaksızın kendisi ile baş başa kalabileceği alanlara ihtiyaç duyar. Bütüncül bir aydınlatma, ruhu yakıp kül edecektir. Bütüncül bir şeffaflık ruhun bir tür tükenişine yol açar. Beni yaşatan şey, başkalarının hakkımda bilmedikleridir.
314 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
43 günde okudu
Gezegenler arası yolculuk yapabilme umuduna...
Ursala Kroeber Le Guin 'in orijinal adı The Dispossessed (Mülksüzler) adlı eseri; birbirinin uydusu olan, birbirine yakın Urras ve Anarres gezegenleri arasında geçen olayların, bir fizik profesörü olan Shevek aracılığıyla anlatıldığı 1974 yılında Bilimkurgu -Roman tarzında kaleme alınan ve zevkle okunan ütopik bir kitaptır. Kitabın çıkış
Mülksüzler
MülksüzlerUrsula K. Le Guin · Metis Yayınları · 199012,4bin okunma
Weber' in önsöz notu
Bu çalışma ilk olarak 1905'te yayımlanmıştır. O zamandan bu yana çalışmam üzerine yayımlanmış çok sayıda yazı arasında, en geniş kapsamlı üç eleştiri şunlardır: Felix Rachfahl'ın "Kalvinizm ve Kapitalizm" yazısı (1909), benim buna yanıtım, "Kapitalizmin 'Ruhu' İçin Karşı-Eleştiri" (1910), yine buna Rachfahl'ın yanıtı, "Yeniden Kalvinizm ve Kapitalizm" (1910) ve en son benim "Karşı-Eleştirel Sonsöz"üm (1910). Rachfahl ile yürüttüğümüz, biraz da kaçınılmazca kısır kalan tartışmadan, bu basımda, " Karşı-Eleştiri"mde belirttiğim bazı açıklamalar dışında metne hiçbir şey almadım. Bunların gelecekte de ortaya çıkabileceği düşünülebilecek yanlış anlamalara engel olacağını umuyorum. Diğer ikisi Werner Sombart'ın "Burjuva" (1910) ve Lujo Brentano'nun "Çağdaş Kapitalizmin Başlangıçları" adlı kitaplarında (1916) yer alan eleştirilerdir. Bunlara, yeri geldikçe özel notlarla aşağıda değiniyorum.
Sayfa 11
Tarihçiler, kapitalizm ile Protestanlık arasındaki ilişki üzerine tartışmaya büyük zaman harcamışlardır. Sosyolog (ve Alman milliyetçisi) Max Weber'den etkilenen bir okul, Protestanlık değerlerinin, bu sözde Protestan 'ruhu'nun nereden geldiğini açıklamadan, kapitalizmi yarattığını iddia etmiştir. Başka okullar, ilk Protestanların pek çoğunun kapitalist olmadığına ve Almanya'daki en sağlam Protestan bölgeler arasında 'ikinci serfliği' yaşayanların bulunmasına bakarak ikisi arasında hiçbir bağlantı olmadığını iddia etmişlerdir.
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
Bütün Kapitalistlerin okumasını şiddetle tavsiye ederim. Ne de olsa kitap bitince kapitalist olmayacaklar. Kapitalizm hakkında tartışmak isteyen DM'e..
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin RuhuMax Weber · Nilüfer Yayınları · 20171,229 okunma
Vedanta felsefesi Hint Ortodoks sistemlerinden biri kabul edilmektedir. Bu sistem Brahman (tanrı)'nın tek gerçek olduğunu kabul eden. brahman (tanrı) atman (bireysel ruh) özdeşliğine dayanan ve bu özdeşliğin dışındaki dünyayı yanılsama olarak gören bir yaklaşımdır. Sistemin en ünlü temsilcisi ise shankara'dır. Bu sistemde atman (insanın ruhu) ile tanrı aynı öze sahiptir anlayışı vardır. Nasıl ki kıvılcım ateşin parçası ise insan ruhu/ bireysel ruh/atman da tanrı/brahman ile aynı öze sahiptir. Yani Vedanta sisteminde ruhu ilah konumuna yükseltme gibi bir anlayış vardır. Bu durum, her ne kadar her iki sistemde tek gerçeğin tanrı olduğu düşüncesi yatsa da, Vedanta da ruhu ilah seviyesine yükseltme ve ona da gerçeklik atfetme düşüncesi yattığından Vedanta ile, ruhu işe karıştırmadan tek gerçeğin Allah olduğu inancını barındıran Vahdet-i vücüdun birbirinden farklı olduğunu ortaya koyar. Dolayısıyla tasavvufun Hint felsefinden etkilenerek oluştuğunu söyleyen el-Birûni gibi İslam bilginleri, yüzeysel tetkik, tahkik ve muhakemât ile hareket ettiklerinden bu kanatlarında yanılmışlardır.
Ne rahiplik, ne materyalizm. Ne kapitalizm, ne komünizm. Her an ibadet ruhu içinde sürekli ve metodlu bilim ve tecrübeyle donanmış, kahramancasına İslâm düzenini ruhî, sosyal, kültürel ve ekonomik planda gerçekleştirme şuuru İşte, çağın fatihleri olarak bir sosyal dayanışma düzeni oluşturulacaktır. Sosyal adalet, kardeşlik müesseseleri kurulacaktır.
Kapitalizmin Ruhu
Kapitalizm tarihi kendini tekrarlamaz, ama kapitalistler tekrarlar. Krizi önlemek için hemen hiçbir çaba harcanmamış olmasına rağmen, kriz patladığında pek az kimsenin şaşkınlık göstermesi kapitalizmin geliştirdiği bir özelliğe işaret eder: gerçeği inkâr eden bir iyimserlik. Kapitalizmin “ruhu”, çevresine güven yayan satıcınınkinden farksızdır. Dümende kimse yoktur ve katılımcıların çoğu para kazanmanın yeni -ve mümkünse kolay- yollarını bulmaya çalışırken kriz, panik ve iflaslar kaçınılmaz olur. Dünyanın bemen her yerinde, düzenlemelerle korunan bölgelerin dışında, kazançlı işler yapmaya hazır insanların olduğu kesindir. Bu girişimler sekteye uğradığında hükümetler hatayı onarmak için hemen devreye girer, bunun da ne sonuçlar doğuracağı duruma göre değişir.
Sayfa 416
·
Puan vermedi
Toplum
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu kitabında parça başına ödenen ücret yöntemi ile üretimin artırılmasının hedeflendiğini fakat belirli bir kazancın ardından üretime devam edilmediği sonucuna varılır. Yani ihtiyaçlarının karşılanacağı kadar ücret elde ettiklerinde Fazla ürün elde etmek için çaba sarf etmez ve kazandıkça çalışmayı ve üretmeyi azaltırlar. Netice itibari ile parça başına ödenen ücret sistemi yerine, işçi, olabildiğince fazla çalıştırılıp düşük ücret ile zorla üretken hale getirilir. Yine aynı kitapta, Weber; ‘halk yalnızca fakirse ve fakirliği devam ettirilirse çalışır’ şeklinde durumu özetler. İşte kapitalizm belki de bu şekilde başlar.
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin Ruhu
Protestan Ahlakı ve Kapitalizmin RuhuMax Weber · Alter Yayıncılık · 20091,229 okunma
441 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.