Kahraman Emetliler burada da imdadıma yetiştiler. Mesai arkadaşlarımdan bazıları kan ter içinde hayvandan inerek, "Doktor Bey, biraz görüşelim" dediler ve ilave ettiler: "Telgrafhaneden aldığımız habere göre Kuva-yi Seyyare hükümete isyan etmiş. Onları teskin içinAnkara'dan Celâl Bey, Kâzım Paşa ve daha birçok mebuslar gönderilmiş, bunları tevkif etmişler. Vaziyet çok, çok fena, sen ne yapacaksın? İstersen gel, seni bir tarafa gizleyelim. Aman doktor! Sen fena olma!"
Çerkes Ethem'in vaziyeti anlaşılıyor.
Artık bütün vaziyeti kavrıyordum. Gözlerim sulanıyor, her birinin gözlerini öpüyordum. "Arkadaşlar" dedim. "Bu milletimize büyük bir ihanet, lakin benim ayrılmam uygun değil. Bütün kuvvetim ayrı ayrı Ethem'in kuvveti olur. Yalnız size vereceğim vazifeleri yapın ve görüştüğümüzü kimseye söylemeyin."
İlk iş olarak, Ethem'le irtibatımızı tamamen kestim. Yüzbaşı Kaptan Naci kumandasındaki Keskin müfrezesini Tavşanlı'ya gönderdim. Bütün kuvvetlerimi Emet'e iki saatlik Yeniceköy dağına çektim. Kuva-yi Seyyare ile aramda altı saatlik bir boşluk bıraktım.