Hârun er-Reşîd’i ne kadar övsek azdır! Nitekim o, geceleyin bir seferdeyken şiddetli kar yağdı ve onu canından bezdirip bir türlü huzur vermedi. Bunun üzerine yanındakilerden biri ona şöyle dedi:
Ey mü’minlerin Emîri! İçinde bulunduğumuz zorluk,sıkıntıve yolculuk külfetine bak! Hâlbuki halk rahat ve uyuyor!
Bunun üzerine Hârun er-Reşîd şöyle dedi:
“Sus! Halka uyumak bize de uyanık kalmak [nöbet tutmak] düşer, yöneticinin halkını koruması ve [bu uğurda] eziyetlere katlanması gerekir.”
" Her şey çok açık ve netti , tüccar adamım ben. Babam olsa değerini verseler satarım. Ya da kâr edeceksem ,düşmanım olsa değerini verir alırım. Buydu benim yapıp yapacağım. Ve yaptım. Alacağımı aldım. Satacağımı sattım. "
Şu an içimdeki dürtüleri güçlükle bastırabiliyordum.
“Peki ya bu geçtiğimiz yıldan öncesi? ‘Sekste mükemmelliğe ulaşmayı’ kendine görev edinmeden öncesi? Tüm
bunlardan önce de kız arkadaşların vardı. Onlarla yeni şeyler denemedin mi?”
“Zaman zaman, evet. Ama senden önceki kız arkadaş
larım oldukça tutucuydu. Sanırım benim bir şeyleri