HAKKARİ
Sümbül dağına bakıyorum. Her an gözlerimin önünde. Sümbülün doruklarında bir avuç kıştan kalma kâr…
Nergisten sorumlu değilmişim bunu öğrendim Kar umarsız yağabilir, ayaz çıkabilir Uzun sürebilir, kötü şeyler olabilir
Gülten Akın
Gülten Akın
Reklam
Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirlerine zarar vermeden de yol almanın mümkün olduğunu.🌱
Dışlananlar ( roman - sayfa 33)
Zeka özürlü Julia'dan dünyaya gelen Nikita bebek 8 aylık olmuş ve etrafındakileri anlamlandırmaya, onlar hakkında kararlar vermeye başlamıştı....Fakat biraz hüzünlü ve düşünceli bir bebekti, çoğu zaman kirpiklerini ttreştirir, alnını çatarak kaşlarının orta yerini sanki birleşirirdi...Alnı oldukça geniş kısa ve yüzü çenesine doğru üçgen şeklini alıyordu...Güneşin sarısı gibi rengi sürekli değişen ve bir bebek için oldukça uzun ,gür dalgalı saçları vardı...Nikita bebek kar beyazıydı, çelimsiz zapzayıftı ve okyanus gözlüydü...Ve onun ruhu yüzyıllardır yaşayan bir filozofun ruhuydu...Oldukça da kırılgan ve bir inci kadar naif bir kızdı...Pek ağlamaz bırakıldığı yerde sessiz sedasız öylece otururdu...Yetişkin bir insan gibi saatlerce düşünür olanlarla ve insanlarla ilgili kararlar verir ruh tahlilleri yapardı...Evlerine girip çıkanlardan bazılarını hiç sevmezdi bazılarına da hemen kanı kaynardı...Özellikle de durmadan yanağından makas alıp orasını burasını elbisesini çekiştiren yapay gülümsemeli kadınlar hiç hoşuna gitmiyordu ve hatta birgün birinin saçlarını bile çekmiş ağlatmıştı....Bazı yönleriyle annesinin hırçınlığını üzerine almıştı....Ve bütün aile, annesi gibi onun da zekasının geri olup olmadığını merak ediyor, bir deney faresi gibi onu takip ediyorlardı....Hatta çoğu zaman çeşitli testlere de tabi tutuyorlardı....Acaba nikita' nın zekası normal miydi? Neye kime göre normal buna kimsenin bir cevabı yoktu.... haziran
Hanife Çıta
Hanife Çıta
Özledim sesini ne olur konuş, Bir gül açtır zamanların ötesinden.. Karanlıklar içindeyim, kapkarayım bugün gel. Gök mavisinden, deniz mavisinden. Bana bir şarkı söyle.. İçimde bir şey kımıldıyor.
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç... Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kâr sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yağmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissettiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak, bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve her şeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin...
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.