Define Adası kitabının başkarakterimiz olan Jim Hawkins tarafından anlatılmaya başlıyor. Babasıyla birlikte Amiral Benbow Hanı'nı işletiyordur. Bir gün hana Billy Bones isimli bir korsan gelir. Handa kalmaya başladıktan sonra Jim'e "tek bacaklı denizci adamı" kollaması üzerine talimat verir. Billy Bones koyda gezerken hana
Yeniden okudum, ilk okuduğumdan daha çok keyif aldım bu okumada. Beş yıl öğretmenlik yaptığım, Rıfat İlgaz 'ın romanlarında anlattığı sokaklarında gezdiğim, ağaçlarına tırmandığım, kızımı doğurduğum Cide 'nin benim için çok büyük önrmi var. O nedenle kitabın Cide ile ilgili son bölümünü buraya almak istedim.
CİDE KlYlLARlNDA
Koçero - Vatan Şiiri
keklik serer palazını tenha kayalıklara
uçurur korkusunu
kara diken savurur tohumunu
kurtulur korkusundan
orda bir dağ
orda bir tas
432. İbni Mes’ûd radıyallâhu anh'den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir:
Deriden yapılmış bir çadır içinde kırk kadar kişi Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ile birlikte bulunuyorduk. Hz. Peygamber bize:
- “Siz (müslümanlar) cennetliklerin dörtte biri olmaya râzı mısınız? diye sordu. Biz:
- Evet, dedik. Hz. Peygamber:
- “Cennetliklerin üçte biri olmaya razı mısınız?” buyurdu. Biz:
- Evet, dedik.
Bunun üzerine Resûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem;
- “Muhammed’in canı, kudret elinde bulunan Allah’a yemin ederim ki ben, sizin cennetliklerin yarısı olacağınızı umarım; çünkü cennete müslüman olmayan kimse giremez. Siz, müşriklere nisbetle kara öküzün derisindeki beyaz benek ya da kızıl öküzün derisindeki siyah benek gibisiniz” buyurdu.
Buhârî, Rikak 45, Enbiyâ 7, Eymân 3, Tefsîru sûre (22), 1; Müslim, Îmân 377. Ayrıca bk. Tirmizî, Cennet 13; İbni Mâce, Zühd 34
Hemen dizlerimin üstüne çöktüm. Yerde kaptanın elinin yakınında, bir tarafı kararmış olan küçük bir kağıt parçası duruyordu. Bunun kara benek olduğundan hiç kuşku duymadım. Kaldırıp aldığımda, öbür tarafında çok güzel ve okunaklı bir yazıyla şu kısa mesajın yer aldığını gördüm: "Bu gece ona kadar vaktin var."
"Saat ona kadar vakti varmış, anne," dedim. Bu sözlerin ağzımdan çıkmasıyla birlikte, eski saatimiz çalmaya başladı. Bu ani gürültü bizi şoka uğratacak ölçüde irkiltti; neyse ki, gong vuruşlarından saatin henüz altı olduğunu anladık.
"Peki ama, kara benek neyi nesi, kaptan?" diye sordum.
"Bu bir çağrı, miço. Bana ulaştırdıklarında, sana söyle yeceğim. Ama sen de gözünü dört aç, Jim. Şerefim üzerine yemin ederim, sana eşit pay vereceğim."
çok güzel bir şiir kitabıyla buradayım normalde şiir kitapları okumayı sevmem ama bu kitaba bir şans vermek istedim iyiki de okudum. Öncelikle kitabın ilk sayfasında yazarımızın kitabını eşine ve kızlarına ithaf etmesi çok hoşuma gitti.
Kitap 122 sayfadan oluşmakta her sayfası resimlerle özdeşmiş güzel bir kitap. Kitabın içinden bazı alıntıları
bu cesur bitişten sonra, sen
ne düşünürsün, okur ne düşünür
bilemem. İşim Allah'a kaldı.
üzülsem de boşver; lalenin tam ortasın-
da kara bir benek vardır. Eskiler, laleyi
aleve, bu beneği de yakılmış, dağlanmış
gönle benzetirler.