ÖZGÜRLÜK SONRASI
Özgürlüğe kavuştuktan birkaç gün sonra, bir gün, çiçekli çayırları geçip, kamp yakınlarındaki pazar kasabasına doğru kilometrelerce yürüdüm. Tarlakuşları gökyüzüne yükseliyordu, neşeli şarkılarını dinleyebiliyordum. Uzun süre kimseye rastlayamadım; geniş topraklardan, gökyüzünden, tarlakuşlarının verdiği şölenden ve mekân özgürlüğünden başka bir şey yoktu. Olduğum yerde durdum, çevreme, sonra gökyüzüne baktım ve diz çöktüm. O anda kendim ya da dünya hakkında hiçbir şey bilmiyordum, aklımda tekrarlayıp durduğum tek bir cümle vardı: “Daracık hücremden Tanrı’ya yakardım, o da bana özgürlükle yanıt verdi.” Orada diz çökmüş halde ne kadar kaldığımı ve bu cümleyi kaç kere tekrarladığımı artık anımsamıyorum. Ama biliyorum ki o gün, orada, o saatte yeni yaşamım başlamıştı. Ta ki yeniden insan olana kadar, adım adım ilerledim. {-Kitabı okurken askerlik dönemini tekrar yaşadım sanki, ölümün kara bulut gibi üstümüze çöktüğü zamanları anımsadım. Yaşadığımız zorlukların yanı sıra mayınlı dağlar da intikal ederken ölümü ensemde hissederdim, en kötüsü de nereden olacağı fikriydi, sağımdan gelen bir merminin kafamı dağıtması yada bir yamaçta gizlenmiş düşmanın silahından çıkan merminin özlem dolu kalbimi parçalaması veya sırlanmış mayınlardan birine basıp vücudumun paramparça olması mı sonumu getirecekti? Böylesi karamsar düşünceler içinde yavaş yavaş duygu körelmesi yaşıyordum her gün boyunca..-}
Sayfa 105Kitabı okudu
Çip Yarışı
Oldukça karmaşık ve yüksek riskli yarı iletken yapımı her zaman dev şirketlerin savaşı oldu. Ancak bu savaş artık hükümetler arasında da bir yarış. Entegre devreler veya daha yaygın olarak çipler olarak bilinen bu kritik teknoloji parçaları, şimdiye kadar üretilmiş en küçük ama en titiz ürünler. Üretimleri oldukça zor ve maliyetli olduğundan dünya
Ey şiir ne çok acı var içinde...ne çok kırılmış kalbin
GENELEV MEKTUPLARI I. Tenime yabancılaştım, etime Göğsüme kollarıma kalçalarıma Bacaklarıma yabancılaştım. Saçlarım o eski güzelliğini Çoktan yitirdi
Sayfa 30 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okuyor
VE BEN İŞTE AH BURADA NOTRE-DAME’DA BİLE DEĞİL SAINT-SEVERIN KİLİSESİNDE EĞER KARA GÖZLÜKLERİMLE OTURUP İSTAVROZ ÇIKARMAYIP RAHİPLERİ TEDİRGİN ETMEYE ÇALIŞIYORSAM EĞER VE ONLAR DA AKSİNE BENİ KİLİSEDE KİTLEYİP DIŞARI BIRAKMIYOR GİBİ YAPIP BENİ PAZAR AYİNİNE DAVET EDİYORLARSA SEN SU BURCUSUN BEN DE BALIĞIM
Sayfa 369 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
·
Puan vermedi
Çoğrafyanın Kaderi: İngiliz Dış Politikası
Çoğrafyanın Kaderi: İngiliz Dış Politikası            ༄ ༄ ༄ Yer altı değerli madenleri çıkartma, işletme, her türlü alanda kullanıp; temel ihtiyaçlar olan ulaşım ve günlük tüketim alanlarında bunun pazar alanı geliştirmek bir keşif ve güçtür. Devlet ve toplum birlikteliği halinde hammadde, üretim ve pazarlama keşif ve gücünü İspanya ve
İngiltere Ortadoğu'ya Nasıl Girdi?
İngiltere Ortadoğu'ya Nasıl Girdi?Nurcan Özkaplan Yurdakul · Kronik Kitap Yayınevi · 201836 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
Vasat Edebiyatı, yazar, moda konular, pazarlanan ürün (kitap), halk­la ilişkiler, reklam, pazarlama teknikleri vs. gibi birçok bileşeni kapsar. Ancak bütün bunlar bir okuyucu kitlesini ikna etmek, onların bu ürünü tüketmesini sağlamak için yapılır. Vasat Edebiyatı çarkı, okuyucu kitle­ sine "mal"ı satmakla tamamlanır. Vasat Edebiyatı okuyucusu (tüketici­si) kimdir, ne özellikleri vardır? -Vasat Edebiyatı okuyucusu muğlaktır; beğenilerini maymun­cuk sözcüklerle anlatır. "Başarılı", "nefes kesici", "süper", "müthiş", "keyifli" vs. Bu ifadelerin içi doldurulmamıştır, hemen hiçbirinin ne­ denini açıklayamaz. Pazar sabahı gittiği kahvaltıyı da, akşam izlediği futbol maçını da aynı sözcükleri kullanarak tanımlar. -Vasat Edebiyata okuyucusunun en önemli değerlendirme ölçü­tü "hoşlanma"dır. Bir kitaptan ."hoşlanır" ise o kitap iyidir; "hoşlan­ maz" ise o kitap kötüdür. Vasat Edebiyatı okuyucusu, niçin hoşlandığı ya da hoşlanmadığının üzerinde asla düşünmez.
Vasat Edebiyatı 101
Vasat Edebiyatı 101Taylan Kara · Hayal Yayıncılık · 201553 okunma
Vasat Edebiyatı okuyucusu muğlaktır; beğenilerini maymun­cuk sözcüklerle anlatır. "Başarılı", "nefes kesici", "süper", "müthiş", "keyifli" vs. Bu ifadelerin içi doldurulmamıştır, hemen hiçbirinin ne­ denini açıklayamaz. Pazar sabahı gittiği kahvaltıyı da, akşam izlediği futbol maçını da aynı sözcükleri kullanarak tanımlar.
Aşık Sümmani Tövbekar ol gönül
Tövbekar ol, gönül tarıktan çıkma, Namertten şefaat şifadar olmaz, Eylik eyle sakın, bir gönül yıkma, Görüşme kötüyle, onda ar olmaz. Dinleme dünyanın kıyl-ü kalini, Gözetle kamilin pür kemâlini, Düşürme üstüne el vebalini,
Koca Çınar
Bir çınardı o, boynu bükük bıraktı, gitti.. Başı - sonu yok işte, gözyaşı sel oldu, fani dünya deyipte. Ahh! Yüreği büyük çınar, herkese kapısını açandı. Kim bilirdi ki, yok olup gideceğini. Allah daha çok sevmiş derler! evet.. sevmiş. Kara toprağa karıştı bedeni, tek cümlede dediğimiz, mekanı cennet olsun.. 31/03/2024 07:00/ pazar Yazan:
Şair Şebnem örs
Şair Şebnem örs
Artık evvelki gibi günaşırı Mevlevîhâneye gidemiyordum, yalnız pazar günleri gidiyordum. Oğlumu çok seviyordum. — Bu kara biber oğlanı ne çok seversin? Derlerdi. — Kara biber nasıl yemeklerin lezzetini getirirse, bu Hüsameddin Çelebi de aşk ve muhabbetin lezzetini getirdi, der idim.
Sayfa 36
1974 yılı 12 Mayıs Pazar Günü, Meriç'in Nasuhbey Köyü yakınındaki bir yatırın çevresinde yapılan "Dallık" şenliğine katıldık. Burada, Hidirelleze, bu isim veriliyor. Hidrellez de diyorlar. Köye adını veren Nasuhbey, Osmanlı akıncı beylerinden Hacı İlbey'in kumandanlarından imiş, "Dallık" adı, yeşillik, bahar ifadesi
Sayfa 94 - Türk Dünyası Araştırmaları VakfıKitabı okudu
Artık evvelki gibi günaşırı Mevlevîhâneye gidemiyordum, yalnız pazar günleri gidiyordum. Oğlumu çok seviyordum. — Bu kara biber oğlanı ne çok seversin? Derlerdi. — Kara biber nasıl yemeklerin lezzetini getirirse, bu Hüsameddin Çelebi de aşk ve muhabbetin lezzetini getirdi, der idim. Aşçıdede Halil İbrahim, Hatıralar, haz. Reşad Ekrem Koçu - Mehmed Ali Akbay, İstanbul Ansiklopedisi ve Neşriyat, İstanbul t.y., s. 36.
EN MÜHİM MESELE / NÂZIM HİKMET Toprak doyurası gözleri doymuyor çok para kazanmak istiyorlar öldürmemiz, ölmemiz lazım geliyor çok para kazanmaları için Elbet de aşikâre yapmıyorlar bunu renk renk fener asmışlar kuru dallara yalanları salmışlar yollara hepsinin de kuyruğu telli pullu Davullar dövülüyor pazar yerinde çadırlarda kara kaplan, deniz atı, kesik baş pembe donlu cambazlar tellerin üzerinde hepsinin de yüzü gözü boyalı Aldanıp aldanmamak İste mesele Aldanmazsak : varız! Aldanırsak : yok! - Yatar Bursa Kalesi'nde / Şiirler 4 - TABLO : RAMİZ AYDIN
Hayatın Anlamı
2.kısım Anlam sorunu Hayatın anlamı nedir?" sorusu neredeyse her sözcüğü so- runsal olan ender sorulardan biridir. Bu, son sözcük için de ge- çerlidir, çünkü dünya genelinde dini inancı olan sayısız insan için hayatın anlamı bir "ne?" değil, "kim?" sorusudur. Kendini işine adamış bir Nazi, Adolf Hitler'in
Resim