Margaret Atwood, Cesur Yeni Dünya kitabını George Orwell'in Bin Dokuz Yüz Seksen Dört kitabıyla karşılaştırarak yorumlamada bulunurken, kitaba aşırı övgülerde bulunmuş hatta ona göre Cesur Yeni Dünya, Bin Dokuz Yüz Seksen Dört'ü çoktan geride bırakmış.
Belkide böyle düşündüğü için onun yorumu kitabın başına eklenmiş. Oysa Bin Dokuz Yüz Seksen Dört bir efsaneydi.
Huxley kitabın önsözüne şahane bir sözle başlıyor: "Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir." Hataları düşünmemeyi değil kara kara düşünmemeyi söylüyor. Çünkü hatalar ders çıkarılıp doğruyu bulmanın yoludur, takılıp kalmanın değil.
Tipik bir distopik olan eser kanatimce gerçeklikten uzak, anlattıkları daha çok dört duvar arasına has olan şeylerden ibaret. Oysa 1984 bunun tam aksine, anlatılanlar tamamen genel ve muhteşem bir distopik eser örneği.
Eserin başında(özellikle Atwood'un yorumu) bende yarattığı beklentileri kitap ilerleyince ne yazık ki karşılayamadı.
Bir korku üstopyasına verilebilecek en iyi cevap:
" Ben keyif aramıyorum, Tanrıyı istiyorum, şiir istiyorum, gerçek tehlike istiyorum, özgürlük istiyorum, iyilik istiyorum, günah istiyorum, mutsuz olma hakkını istiyorum."
Katlanmayı öğrenmek yerine tatsız olan herşeye karşı koyup kökünü kazıdınız.
Kaderin sapan taşlarına ve oklarına katlanmak, silah kuşanıp karşı koyarak son vermekten daha onurlucadır.