"Zavallı halk bir şeyden habersiz koyunlar gibi muti ve âciz ve en fecii de iptidai tahsili bile görmeyen bir adamı her şeye kadir ve Allah ’ın yeryüzünde vekili diye sayesinde her refah ve umranı bulduklarına inanıyor ve inanmasa da söylemeye, yazmaya mahkûm. Bize bile sık sık mektep nazırı Zeki Paşa gelir ve havuz başına toplanarak, “Velinimet-i bîminnetimiz” diyerek yediğimiz, içtiğimiz ve hatta kokladığımız bile onun sayesinde olduğunu söyler ve “Padişahım çok yaşa” diye bağırtır. Her akşam bağırmak kâfi gelmiyormuş. Halbuki dua edilen adamı seven acaba kaç kişi? Dimağlar nurlandıkça bu adamın cinayetleri de büyüyor."
DÜŞMAN DEĞİL EŞKIYA!
...Ordu kumandanı emirlerinde ''düşman'' tabiri kullanılıyordu. Askeri ıslahatla düşman, harp ettiğimiz bir devletin askerine denirdi. Halbuki hükümetimiz henüz Ermenilerin istiklallerini tanımamıştı. Bundan başka, Ermeniler bir devler ordusuna yakışırı tarzda mertçe hareket etmiyorlardı. Ellerine geçen Silahsız halkı ve hatta kadın ve çocukları memeden süt emenlerine kadar süngülüyorlar veya evlere doldurup yakıyorlardı. Bunun için ''düşman'' tabiri yerine ''eşkıya'' denilmesinin muvafık olacağını ve bu tabirin ordumuzun maneviyatına da iyi tesir edeceğini ordu kumandanı Vehip Paşa'ya teklif ettim. Bu teklifimden memnuniyetle kabul olundu ve artık emirlerde ve raporlarda Ermeni ordusu hakkında, düşman yerine eşkıya tabiri kullanıldı.
Sayfa 110Kitabı okudu
Reklam
Savaşın Yetim Çocukları Kâzım Karabekir Paşa, içinden gelen babalık ve sevgi duygusuyla, binden fazla öksüz çocuğu kendine evlât edinmişti. Dörtle on dört yaş arasındaki çocuklara üniformaya benzer elbiseler giydirmiş, subaylarını da onlara bir çeşit askeri eğitimi vermekle görevlendirmişti. Çocuklara ilk öğretimi ve yararlı bilgileri vermek için okullar kurmuştu. Kâzım Paşa müziğe de meraklıydı, boş zamanlarında biraz da keman çalardı. Bu yüzden çocuklara, sanat ve elişi bilgileri yanısıra müzik eğitimi de veriyordu. Küçükler ona “Paşa Baba” der ve kendisini öylesine sever ve sayarlardı ki, Karabekir, hemen hemen hiç ceza vermeden onlara sözünü dinletir; özgür birer insan olarak yetişmelerini teşvik ederdi.
308 syf.
8/10 puan verdi
"MUTLAK SPOILER VERECEĞİM, BUNDAN KAÇAMAZSIN" Kapı açılır, ağır fakat tok adımlarla merdivenleri çıkar biri. Üstünde yargıç cüppesi de yoktur ama, olaylara şahit olduğu için birkaç kelam etme hakkını kendisinde bulur. Yavaş yavaş kürsüye çıkar, parmaklarını gerer, zihnini o anlara odaklar ve başlar klavyesini tıngırdatmaya... -Selim
Ruh Adam
Ruh AdamHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 201927,2bin okunma
"Ama her şeye rağmen inanıyorum ki, Atatürk, bizim Milli Mücadele tarihimizin kayıtsız şartsız lideridir.Bunu Atatürk'e muhalif olan komutanlar da söylüyorlar.Milli Mücadelemizin kazanılmasında başta Kazım Karabekir Paşa olmak üzere pek çok komutanımızın, kahramanımızın emeği vardır.Ama lider Mustafa Kemal Paşa'dır.O bizim kahramanlarımızdan biridir.Deha derecesinde bir zekaya sahiptir.Ama neticede çeşitli zaaflarıyla birlikte bir insandır.İnsan olması dolayısıyla elbette çeşitli yanlışları da olmuştur."
Sayfa 292 - YAKIN PLANKitabı okudu
Al silahı ver Toprağı Silah yardım Anlaşma görüşmeleri Moskova'da bitmişken Sovyet Dışişleri Bakanı Çiçerin aniden bir istekte bulundu: “Size bu yardımı yapabilmemiz için Van ve Bitlis'te Ermenilere bir miktar toprak vermeniz gerekir.” Türk Heyeti bu öneriyi reddetti ve durumu Ankara'ya bildirdi. Bu öneriden sonra Mustafa Kemal Paşa'nın emri ile Türk Ordusu bir süre sonra Kazım Karabekir komutasında Ermenilerin üzerine yürüdü. Değil Van ve Bitlis'te toprak vermek, Doğu Anadolu böylece kurtulmuş oldu.
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.