Şifacılar ciddi organik hastalıkları tedaviye kalkıştıklarında, çok büyük acı ve mutsuzluklara yol
açıyorlar... Şifacı, celladınız oluveriyor.
Duanın hastalık tedavisindeki yararlarını savunan bir kitap bile [Larry Dosscy, Heuling Words
(Şifalı Sözcükler)] kimi hastalıkların diğerlerine göre daha kolay iyileşmesi ya da hafiflemesi
gerçeğinden
Jung'un eski Gnostiklerin öğretilerine normalin üstünde bir ilgi si var, bu yüzden bu özel durumda bir nom de plume (takma ad ç.n.) olarak Basilides'in adını kullanmış."(*)
"Gnostiklere yönelik büyük merakı olan yalnızca o değil," diye gülümsedi Profesör J."Genç Baron da oldukça aykırı. Gelin şimdi kitaba biraz daha
İster gündüz olsun ister gece olsun, körler siste kalmış güneşe benzeyen görkemli bir beyazlık içinde hareket ediyorlardı. Körlük onlar için basit bir karanlık içinde değil parlak bir ışık içinde yaşamaktı.
Tanrım! Gözlerimizin görmemesi ne büyük eksiklik.. Görmek belli belirsiz birer gölge halinde bile olsa görebilmek bir ayna önünde durmak ve koyu zor görülen bir lekeye bakıp bu benim yüzüm diyebilmek.. Öteki ışıklı şeyler bana ait değil.
_Alçak bir takım ihtiyaçların tatmini için kullanılan yetenek, güya artistik bir şekil verir kirli bir muhtevaya. Sanatçı, zayıflık ve kötülükle insanları aldatır ve kendilerini aldatmalarını kolaylaştırır. Sahtekârdır çünkü manevî susuzluklarını temiz bir kaynaktan doyurduklarına ikna eder onları. Sanat’ın nimetinden mahrum kalınan böyle zamanlar
Bilmek istersin diye anlatıyorum, bugün son derece tuhaf bir vaka ile karşılaştım, görme yetisini bir anda yitiren bir adam geldi, incelediğimde fark edilebilir hiç bir doku bozukluğuna rastlamadığım gibi kalıtımsal bir yapı bozukluğu da yok, her şeyi bembeyaz gördüğünü söylüyor, süte benzer, yoğun bir beyazlık gözlerini tamamen kaplamış, bana