İster gündüz olsun ister gece olsun, körler siste kalmış güneşe benzeyen görkemli bir beyazlık içinde hareket ediyorlardı. Körlük onlar için basit bir karanlık içinde değil parlak bir ışık içinde yaşamaktı.
Bilmek istersin diye anlatıyorum, bugün son derece tuhaf bir vaka ile karşılaştım, görme yetisini bir anda yitiren bir adam geldi, incelediğimde fark edilebilir hiç bir doku bozukluğuna rastlamadığım gibi kalıtımsal bir yapı bozukluğu da yok, her şeyi bembeyaz gördüğünü söylüyor, süte benzer, yoğun bir beyazlık gözlerini tamamen kaplamış, bana
Sayfa 28 - Kırmızı Kedi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bilinmeyen Jung
Jung'un eski Gnostiklerin öğretilerine normalin üstünde bir ilgi­ si var, bu yüzden bu özel durumda bir nom de plume (takma ad ç.n.) olarak Basilides'in adını kullanmış."(*) "Gnostiklere yönelik büyük merakı olan yalnızca o değil," diye gülümsedi Profesör J."Genç Baron da oldukça aykırı. Gelin şimdi kitaba biraz daha
Beyaz felaket
" Körlük onlar için basit bir karanlık içinde değil, parlak bir ışık içinde yaşamaktı."
“ körler, siste kalmış güneşe benzeyen görkemli bir beyazlık içinde hareket ediyorlardı. Körlük onlar için, beyaz bir karanlık içinde değil, parlak bir ışık içinde yaşamaktır.”
Görmek Büyük Nimet..
Tanrım! Gözlerimizin görmemesi ne büyük eksiklik.. Görmek belli belirsiz birer gölge halinde bile olsa görebilmek bir ayna önünde durmak ve koyu zor görülen bir lekeye bakıp bu benim yüzüm diyebilmek.. Öteki ışıklı şeyler bana ait değil.
Reklam