Batı, Doğuyu lekelemeye kalkışmasın
sizin karanlık dünyanızı aydınlatan güneşin neferleri, yerlileri bizleriz.
Aydınlık bizden yanadır. Sizin tarihinizde,
yerinizde alaca karanlıktır.
(Boran Deniz)
Güzel söz de işte bazen karanlık sadece karanlıktır.
Hayatında güneş gitti diye ağlarsan, gözyaşların yıldızları engeller…🦋
Tagore
Geceler
Bazen insana tüm kapılar kapanır. Ve sen kendini o kapıların dışında kalmış hissedersin. Yüzüne kapanmıştır çünkü kapılar, karşında karanlık içinde yalnızlık kalır. Kollarınla bedenine güven duygusunu vermeye çalışmaktan başka elinden bi şey gelmez. Karanlıktır. Etrafta umursamazca dolaşan bedenler görürsün. Silik siluetler. Cansız bedenler.
Alev Alatlı - Nasihatname
Ey, Oğul! Gençsin. Uslanmış ömrün 21.yüzyılın ilk çeyreğine denk geldi. Aklını formatlayan, zamanın hakim doğruları. Sen sen ol, alâkalı delillerin bütününe vakıf olmadığında, aklının çıkarımlarına güvenme. Her daim gerekli, velâkin yeterli değildir akıl.
Ey, Oğul! Herşeyi anlamaya kalkan, öfkeden ölmeyi göze alır derler. Bilesin ki, akılla
İyiler, kötülerden farklı olarak, haksızlık karşısında ama, yani falan demeyip dil, din, ırk gözetmeden zulmü yapana karşı duruş gösterirler. Bu duruş Allah'a, Kur'an'a, Resulullah'a göre iyilerin duruşudur. Bazıları da vardır, kendi karanlık zihinlerindeki iyilik tanımına uymadığı için zulme karşı sessiz dururlar, umursamazlar. Kendileri nefsi emmarede olduklarından yani hayvanlardan aşağı olduklarından hayvan hayatını insan hayatından daha fazla önemserler. Şaşılacak bir şey yoktur. Küp içindekini sızdırır. İnsanların duruşları Allah'ın yanında mı yoksa şeytanın yanında mı olduklarının göstergesidir. Bugün bu zulme sessiz kalanlar dilsiz şeytanlardır. Bu zulmü görmezden gelenlerin zihinleri karanlıktır. Zihinleri karanlık olanların gözünün doğruyu görmesi imkansızdır...
❝Bilinçsizce ilerleyen "doğal" bireyleşme süreci ile bilinçli olarak gerçekleştirilen süreç arasındaki fark muazzamdır. İlk durumda bilinç hiçbir yerde araya girmez; sonu da başlangıcı kadar karanlıktır. İkinci durumda o kadar çok karanlık gün ışığına çıkar ki, kişiliğe ışık nüfuz eder ve bilinç zorunlu olarak kapsam ve içgörü kazanır. Bilinç ve bilinçdışı arasındaki karşılaşma, karanlıkta parlayan ışığın sadece karanlık tarafından kavranmasını değil, aynı zamanda onu kavramasını da sağlamalıdır. Filus solis et lunae, karşıtların birliğinin sembolü olduğu kadar, onların birliğinin katalizörüdür de. Sürecin alfa ve omegası, aracı ve intermedius'udur. "Binlerce adı vardır" der simyacılar, yani bireyleşme sürecinin içinden yükseldiği kaynak ve yöneldiği hedef isimsizdir, tarif edilemez.❞
✱ 
Carl Gustav Jung
✱ [ Art • “Soul Alchemy - Fire and Water” by John Paul Olivares ]
Elimizden ne gelir??
Gözün bir beyaz bir de kara kısmı vardır. Mantıken beyazı ile bakmak görmek lazımdır ama değil. Kara olan kısmıyla bakarız ve görürüz. Hayatta ise bu durum gece ve gündüz gibidir. Gündüz aydınlıktır ama meşgale ve iş çoktur. Durup dinlenmek yoktur. İbadetin hakkını vermek zordur. Hep bir hareket vardır. Adeta insan gündüz ahirete kör oluyor. Veya kendini tam veremez. Gece ise karanlıktır. Görünmez olur her şey. Yani seni meşgul eden her şey görünmez hale gelmiştir. Ama Allah'a yönelmek, ibadet etmek, dua etmek, kulluk etmek, rüku ve secdelere kapanmak kolaylaşmıştır. (telefon ile meşgul değilsen). İki düşman var. Biri senin düşmanın olan NEFSİN diğeri ise müslüman kardeşine zulüm eden ZALİMLER. Bu ikisi için karanlık gecelerini teheccüt namazı ile aydınlat aç ellerini Rabbine.
Birisinin ıslahı diğerinin de kahrı için yönel Mevlana. Bil ki başındaki büyük cihattır. Gidemiyorsun cepheye belki ama senin duanın hürmetine düşmanı yerle bir edecek bir Rabbin var. Yeter ki sen o duanın sahibi olan ihlaslı kul ol.
-Alıntı - bir hocamdan
Yanlış yere bakıyorsunuz bayım. Güneşi yanlış yerde arıyorsunuz, tıpkı yanlış karanlıktan korktuğunuz gibi.
- Karanlığın yanlışı olur mu ?
Ardından aydınlığın geleceği kesin olan bir karanlık korkutmaz, örter. Yıpratmaz, dinlendirir. Öldürmez, uyutur.
Ama ardından aydınlığın gelmediği karanlık korkulması gereken karanlıktır.
Ya geceyi, karanlığı ya da ayı, yani aydınlığı izleyeceklerdir. Gece ikiye ayrılır. Biri gecedir, evet. Ama diğeri aydır. Biri karanlıktır, biri aydınlık. Bu yüzden madem aşık olmuşum, ben geceyi ikimize paylaştırmayı isterdim. Karanlığı sevmeyen birine aşık olabileceğimi sanmıyorum. Karanlık, aydınlıktan çok daha güzel. Sırf o karanlığı sevsin diye aydınlığı almaya razı olurdum. Duvarına bir ay resmi çizerim, sonra aklıma gelen ilk şarkı sözünü yazardım, 'Ay benim... Gece senin...' Sonra ışıkları kapatır çıkardım."