Bazen insana tüm kapılar kapanır. Ve sen kendini o kapıların dışında kalmış hissedersin. Yüzüne kapanmıştır çünkü kapılar, karşında karanlık içinde yalnızlık kalır. Kollarınla bedenine güven duygusunu vermeye çalışmaktan başka elinden bi şey gelmez. Karanlıktır. Etrafta umursamazca dolaşan bedenler görürsün. Silik siluetler. Cansız bedenler.
Sonrasında Patates Yiyenler geldi (yaş 32), ilk önemli resmi budur. Sadece patates ile beslenen yoksul insanların karanlık dünyası. Bu ilk dönem resimleri hakikaten karanlıktır, onu o yapan renklerle henüz tanışmadı, tanışacak.
Azınlıklar, ne etnik ne dinsel ne de renklere ilişkin olanlardır. Yeryüzü ve dışındaki tek azınlık, yanıtlardır. Her şeyi ve herkesi sorular yönetir. Evren nüfusunun çoğunluğu sorulardan oluşur. Soru ve yanıtların nadir evliliklerinden doğan melezler de bildiklerimizdir. Melezlerin ışığı neyi aydınlatıyorsa onu görürüz. Gerisi karanlıktır. Hiçbir gözün alışmayacağı kadar karanlık. El yordamının bile kör kaldığı karanlık. Kabul etmen gereken ilk gerçek de, doğumunda gözlerinin kapalı olduğudur. Hayata karanlıktan geldiğini bilmelisin. Anavatanın karanlıktır. Karanlığın kuralları yoktur. Karanlığın tarihi yoktur Gözlenebilen tek hareket, karanlığın dışına düşendir. Sadece karanlığın dışı kurallara sahiptir. Doğumundan birkaç saat sonra gözlerini açmanın nedeni, ışığın seni beklediğini bilmendir. Kurallar, buluşmaların gecikmesini yasaklar.
Hayatı çalışmak yoluyla sevmek hayatın en derin sırrına ermek demektir. Fakat eğer ıstırap çekerken, doğduğunuz güne lanet edip bedeninizin yükünü taşımayı alnınızın kara yazısı sayıyorsanız, o zaman size cevabım şudur: Yazılanı silecek olan sadece alın terinizdir. Size hayatın karanlık olduğu da söylendi ve siz de bezginlik içinde bezginler tarafından söylenenleri tekrarlıyorsunuz. Ben de diyorum ki bir dürtü olmadıkça hayat karanlıktır gerçekten ve bilgi olmadıkça tüm dürtüler kördür. İş olmadıkça tüm bilgiler boşunadır ve aşk olmadıkça tüm işler boştur… Aşk ile çalışınca kendinizi nefsinize, birbirinize ve Tanrı’ya bağlarsınız. Peki aşk ile çalışmak nedir? Giysinin kumaşını yüreğinizden çekilmiş ipliklerle dokumaktır, giysiyi sevgiliniz giyecekmişçesine. Evi muhabbetle inşa etmektir, içinde sevgiliniz oturacakmışçasına. Tohumları sevecenlikle ekmek ve hasadı sevinçle kaldırmaktır, meyveyi sevgiliniz yiyecekmişçesine. Yaptığınız her şeye kendi ruhunuzdan bir soluk katmak ve bütün kutlu ölülerin çevrenizde durup sizi izlediğini bilmektir.
Sayfa 14 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 2014
Kalbin uçurumlarla dolu cehennem girdapları, ruhun turuncu alevleri, dünyevi bir elin duygunun yeraltı dünyası içinde inebildiği en derin çukur. Ne kadar karanlıktır bu insanın dünyası, ne kadar acı doludur bu karanlık!
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları - ePubKitabı okudu