Zaman… Nasıl da akışkan bir kavramdır… Çünkü kimse onu durduramaz ve kimse akıp giden zamanı geri getiremez. Zamana karşı yarışırız ama ne kadar fuzuli bir uğraştır aslında. Hayıflanırız boşa harcadığımızda. Beklemeyi sevmeyiz, bekletilince kızar, bekletince utanırız. Oysa zaman başka bir boyutta yaşanır Afrika’da. Akmaz, kokmaz bir kavramdır. Kimse hayıflanmaz, üzülmez zaman geçti diye. Çünkü hayat bu değil midir? Zamanın akması yani… Ve insanın yapabileceği tek şey de onunla akıp gidebilmek… Hiçbir yere koşuşturulmaz, acele işe şeytan bile karışmaz Afrika’da. Zaman akar. Kimse ona karışmaz. Kimse onunla yarışmaz.
Saklayacak, kollayacak, aman kaybolmasın, çalınmasın dediğiniz hiçbir şeyimizin olmadığı bir hayat düşünün…. Evinizin kapısı açık kaldı diye, anahtarınızı kaybettiniz diye endişelendiğiniz anlar vardır ya da çantanızı kollayayım dediğimiz durumlar… Yarın ne gitsem, yarın ne yesem diye düşündüğünüz… Sonra böyle kaygıların hiç olmadığı bir hayat… Sahip olduğunuz ve olabileceğiniz her şey yanınızda, üzerinizde. Tek bir anahtarınızın dahi olmadığını hayal edin… Nasıl olurdu?????
Reklam
Bir Afrika atasözü; Hızlı gitmek istiyorsan tek başına, uzağa gitmek istiyorsan toplu halde yürü…”
Bilgi satın alınıyor alınmasına ama bilgelik, bana sorarsanız sadece atadan, dededen gelen bir eğitimle ediniliyor. En iyi okullara göndermeyi becerebileceğimi çocuklarımıza bilgeliği, evde, ailede, yani kendi kabilimizde öğretebiliriz gibi geliyor. ???
……bizi ayıran farklılıklarımız değil, “farklıya” karşı tutumlarımız.
Ugandalı yazara saatini ona satmasını istemiş, yazar satmak istemeyip direnince; “Boşver gitsin. Beyazların saati, benim vaktim var” demiş. “ Ben istesem kol saati satın alırım ama sen istesen de vakti satın alamazsın!” ???
Reklam
17 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.