İlim ile Bilim arasındaki fark nedir? Atatürk'ün İlminin Manası Nedir?
Mustafa Kemal Atatürk'ün sahip olduğu ilmin ne anlama geldiğini Atatürk'ü dine yamama çabalarını boşa çıkarmak için açıklamak zorundayım. Mustafa Kemal Atatürk'ün sözlerini bilmek, öğretmek, öğrenmek aşamasını geçtik. Şimdi o sözlerin manasını öğrenerek yarım kalan devrimi tamamlama aşamasına geçiyoruz. İlim sahibi olmak
Bilim çağında yaşıyoruz. Bilim insanlarının yüzleşecekleri büyük zorlukların olduğu açık bir gerçektir. Karanlık oyun devam ediyor.
Reklam
HANGİ BOŞLUK?
Tüm insanlığı alsanız ve atomlarındaki boşluğu çıkarsanız(caniler için ufak bir hatırlatma:bu fiziksel olarak mümkün değildir),tüm insanlık yaklaşık bir küp şeker hacmine sığdırılabilirdi. Biz ise,tüm yıldızlar ve galaksiler ile birlikte evreni,atomdan bile daha küçük bir hacme sıkıştırmaktan söz ediyoruz. BU PEK MÜMKÜN GÖZÜKMÜYOR.
Karanlık enerji ve karanlık madde kozmologların “neyi tam olarak bildiğimizi değil, neyi bilmediğimizi iyi biliyoruz. Evrenin %95’ini bilmiyoruz .” demelerine neden olan konuların başında gelmektedir..
Sayfa 183Kitabı okudu
Okültizm ve Ahlaksızlık
Okültizm ve Ahlaksızlık Şimdi seksin diğer ve çok önemli bir yönünü, okült yönünü inceleyelim. Aşk ve Evliliğin Ezoterik Felsefesi adlı kitabımda bu konuyu ele aldım, ama o sayfalarda konunun karanlık yönüne çok az değindim. O kitabı bilmeyenler için temel fikirlerin kısa bir açıklaması gerekiyor. Okültizmin derin konularına girenler
Karanlık enerji
Her iki ekip de bundan 5 milyar yıl önce, 8 milyar yılı aşan normal bir davranışın ardından, evrenin genişlemesinin hızlanmaya başladığını buldu. Bilim camiası şoka girmişti. Büyük ölçeklerde her şeyi yöneten Einstein'in genel göreliliği­dir ve Einstein kütleçekimi, Newton’ınki gibi sadece cisimlerin birbirini çekmesine izin verir. Bu nedenle evreni dolduran şey, ister antimadde olsun ister karanlık madde, uzun vadede her tür genişlemeyi yavaşlatıyor olmalıydı. Hızlandırıyor değil! Bu çelişkiden çıkışın tek olası yolu, bu tür bir hızlan­mayı açıklayacak çok yeni bir şeyin ortaya atılmasıydı. Bu yeni şeyin de evrenin tamamını dolduruyor olması gerekiyordu. Ay­rıca sıra dışı da bir özelliği olmalıydı: Madde ve enerjiyi çekmek yerine iten, antı-kütleçekim kuvveti işlevini görmek. Bu yeni kuvvet, bilinmeyen bir nedenle evrenimizde 5 milyar yıl kadar önce diğer tüm büyük ölçek kuvvetlerine üstün gelmiş­ti. Ondan önceyse etkisi "sıfır” dı. Söz konusu muammalı enerjiye karanlık enerji adı verildi ve gariptir, gözlemlenen etkilerinin açıklanabilmesi için bu enerji­den bol miktarda olması gerekiyordu. Hatta günümüz tahminlerine göre muazzam miktarda olması... Karanlık maddenin üç katı. Bizi meydana getiren sıradan maddenin on beş katı...
Sayfa 290-291-292Kitabı okudu
Reklam
317 öğeden 211 ile 220 arasındakiler gösteriliyor.