Birer yeşil sütun gibi uzanan iki servinin üstünde süzülerek, elenerek, çekingen, sanki bu yarı karanlık sessizlik köşesinde bir hayat gülücüğü yollamaktan utanarak, perişan güneş kırıntıları, toprakların siyah ıslak rengine dökülmüştü. Sanki bu yoksun gençlik, yatağının üzerinde telli, pullu bir avuntu örtüsü çekmek istemişti.
Sayfa 282