Karanlık bir sokakta yanan bir lamba, Karanlık gökte geceyi aydınlatan ay, Ve karanlığı yırtan, güneş gibi gülüşün..
1
Sevdik deme sevdim Bir ömür bekledim deme mezarda kaldimda sevdim Güneş doğmadı deme Gündüz de kaldım da sevdim Yandım deme ateş aldım da tutustum Mutsuzum deme mutlu ettik de Huzur ararım deme huzuru bir göze adadım Kalbim feryad gönlüm Sebat etti Gecem karanlık ay doğdu Bülbül sustu deme sümbüller açtı Dünya deme ölüm O deme bizdik birdik Söz söyleme Sus ve duy Atanda bir rüyanda bir ölümde bir Kalbimde bir sevdam da bir kabrimde bir Ruhumda bir hasretimde bir dünya 1 sen 1
Reklam
Kiracıyım Bir Acıya
Sen ey kendiyle yetinen! Fosforun yeri gece, Ne yapar gecesiz ateşböceği? Belki anlamsız ve delice Kumrunun inanılmaz yuvası Bir direğin tepesinde. Ama boşluktur biraz da bir kuşu biçimleyen,
youtu.be/EITLF6FgRzw?si=... Güneş, gökyüzünde tebessüm ediyor ve dünya dönmeye devam ediyor. Ancak sen, bu döngünün bir parçası olmanın ötesinde bir anlam arıyorsun, değil mi? Belki de içinde bir şeylerin eksik olduğunu hissediyorsun. Belki de hayatın hızına yetişemiyor, içindeki korkularla yüzleşmekten kaçınıyorsun. Ancak
Günaydınnnnn. :)))
Bir rüyanın içine saklanmış olan gerçek, bazen uyandığımızda bile peşimizi bırakmaz.... Uyku hâlinden uyanıklık hâline geçişin fizyolojik ve psikolojik aşamasını tamamlayanlara günaydınnn, 🧿 Onlara uyku döngüsünün nasıl işlediğini, beynin uyandırma yöntemlerini yada uyandıktan sonra hissedilen duygusal veya zihinsel
Sen ey kendiyle yetinen; Artık suyumuz bulanık, Bir güneş bile olsa sonunda, Yolumuz kırık, önümüz karanlık Ve ağır tuğrası alnımızda padişah yalnızlığın, ama yine de umudumuz kalabalık... Metin Altınok
Reklam
Bu çağda sevmeler de bir tuhaf. Sevgi mi bir anlık heves mi yoksa bir çıkar bir çarpık beklenti mi bilemiyor insan. Némirovsky, "Ona olan sevgisinin baki olacağını dünyanın döndüğünü, güneşin aydınlattığını ve geceden sonra günün ağardığını bildiği gibi biliyordu." der. Gerçek sevgi, çağ değişse de hissedilir sevgili okur. O emin olma
Birisinin sizi olduğunuz gibi sevmesine izin verin; ne kadar kusurlu olursanız olun, bazen hissettiğiniz kadar itici ve düşündüğünüz kadar başarısız. Bir başkasının mükemmelden daha azını sevemeyeceği korkusuyla, kırılan tüm parçalarınızı saklamanız gerektiğine inanmak, güneş ışığının kırık bir pencereden girip karanlık bir odayı aydınlatmaktan aciz olduğuna inanmaktır.
"Epiktetos'un söylediği gibi: Bir cesedi sırtlanmış küçük bir ruhsun sen." Dokunduğum her şey ölmeye mahkum. Ben de. Çevremiz, dünya ve evren zamanla bozunur, dengesini kaybeder. Bir daha eski haline dönemez. Atomlarımızdan başlayarak bir saniye öncesinden çok farklıyızdır. Geçmiş artık değiştirilemez. Fakat geçmişe dokunduğun sevgi, bilgi ve ilgi sonsuza kadar yankılanır. Sadece yıldırım, deprem, sel, kurşun, hastalık öldürmez. Sözler de öldürür. Sözler de bizi öldürdü. Sussuzluk bir çiçeği kurutmaz, bazen fazla güneş de kurutur. Bir çiçeğe ruh veren kokusudur. Ya insana ruh veren nedir sevgi bilgi ve emek dışında. Şimdi karanlık bir öykünün sayfaları içinde nerede biteceğini bilmeden yürüyen cümleleriz. Henüz son nokta konulmadı.
Takvimin en sevdiğim tarihi gösterdiği gün geldi, beni 22'ye kavuşturdu. Ömürden saatler,günler,aylar ve nihayet yıllar nasıl da hızlı eksiliyor. Her şeye rağmen çok seviyorum yaşamayı,yaş almayı. Pencereme yansıyan şafaklar hep aydınlık,manzaram berrak.Güneş her sabah kalbimde doğuyor ne mutlu ki. Zifiri karanlık gecelerimde dahi kalbimin
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.