“Bir davranışa sinirlenerek ani bir öfke patlaması ile yanlış bir karar almak ve uygulamak; kendimizi çekip çıkaramadığımız yapışkan bir çamura saplanmak gibidir.”
Mert Arık'ın çocuklar için yazdığı ama bence herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği kitaplarından birini daha bitirmiş oldum. Her şey emekli öğretmen babannesinden ayva almasıyla ve bu ayvayla neler yapabilirim diyen kızımın hikayesiyle başlıyor. Misal ben babanneden hayatı aslında anı yaşamayı öğrendim. Evet herkes aslında anı yaşadığını düşünüyor ama aslında ne kadar yaşayabiliyoruz... işte kendime dersim bu benim de. Yanlış yapmadan korkmamayı,yaşama nedeni bulmayı ve bir şeye karar verdiğinde ertelememeyi öğretiyor ve ayrıca hayal kurmak üzerine kısacık ama değerli bir kitaptı kesinlikle tavsiye ederim.
Biliyor musunuz, bir dakika, hatta bir saniyede verilen veya verilmeyen bir karar; bir tereddüt anı, insanın hayatı üzerinde ne uçsuz bucaksız neticeler doğurabiliyor.
Hiç de estetik olmayan görsellerle karşınızdayım. Taşınıyoruz.
İlk kitaplardan başladım. Zaman içinde bir hayli kitap toplamışız evimize. Elime aldığım her kitap bir milisaniyeliğine de olsa beni başka bir ana götürüyor.
Annemin genç kızlığında İsmet Özel’e, Rasim Özdenören’e imzalattığı neredeyse o her yeri çizili kitaplar. Annemin ben 10
Sanki kendisiyle Rhodes (ve kendisiyle şirketteki yaşıtlarının
hemen hepsi) paralel yetişkinlikler yaşıyormuş gibi
geliyor. Dünyalarının hakimi olan minik despotların okul,
kamp, etkinlik ve özel ders gibi ihtiyaçları bütün kararlarını
belirliyor ve önümüzdeki on, on beş, on sekiz yıl boyunca
belirlemeye devam edecek. Çocuk sahibi olmak bu insanların
yetişkin hayatlarına ani ve değiştirilmesi teklif dahi edilemez
bir yön ve amaç biçti: O yıl tatile ne zaman nereye gidileceğine
onlar karar veriyor, harcamalardan geriye para kalacak
mı, kalacaksa nereye harcanacak onlar belirliyor; günlerin,
haftaların, yılların, ömrün şeklini onlar çiziyor. Çocuk sahibi
olmak harita mühendisliği gibi; doğum anında teslim edilen
haritaya harfiyen uymaktan başka yapacak bir şey de yok.
Biliyor musunuz.Bir dakika hatta bir saniyede verilen veya verilmeyen bir karar , bir tereddüt ânı insanın hayatı üzerinde ne uçsuz bucaksız neticeler doğurabiliyor.
Biliyor musunuz, bir dakika, hatta bir saniyede verilen veya verilmeyen bir karar, bir tereddüt anı, insanın hayatı üzerinde ne uçsuz bucaksız neticeler doğurabiliyor.
#SesiniKaybedenAdam , boğaz ağrısı ile başlayan ve teşhisine zor karar verilen bir hastalık nedeni ile ağrıları ile başbaşa kalan ve sesini kullanamayan #EnverAysever in tedavi sürecinde, 25 günde tamamladığı kitabıdır.
Enver Bey yaşadığı rahatsızlık ile geçirdiği zor günleri yazarak atlatmayı denemiş ve bunun sonucunda da bizlere okuması keyifli bir otobiyografi-anı tarzında bu kitap ortaya çıkmış.
Gündemdeki konulardan, seçim sonuçlarından, çoğumuzun hayran olduğu sanatçıların kaybından duyduğu üzüntüye, onlarla olan dostluğundan, kızı Nisan'ın başarılarından, onun geleceği ile ilgili kurduğu hayallere, geçmişte yaptığı işlerden, günümüzde sürdürdüğü çalışmalara ve en önemlisi de savunduğu görüşün sonuna kadar arkasında olduğuna kadar geniş yelpazede hayatından kesitlere yer vermiş.
Okuduğum kitaplarda, kitabın yazarının etkilendiği eserlere yer vermesini çok seviyorum. Bu kitabı sayesinde tanıma şansımın olduğu Enver Bey de bu konuda cömert davranmış ve yazarlarla kitaplarından örnekler vermiş.
@enveraysever
Kendini bulan insanın bu dünyada kaybedecek bir şeyi kalmamıştır.
İçindeki insanı anlayan, tüm insanlığı anlamaya başlar.
Yazarımız
Stefan Zweig yine her zamanki gibi ve bir çok kitabında olduğu gibi incecik kitaba bir çok şeyi sığdırmış..
Karakterimiz anne ve babasının vefatıyla yaşama isteğini kaybetmiş sonrasında hayatındaki bir kaç olaydan sonra kendine gelmiş yaşadığı her anı güzel geçirmeye ve yaşadığı her anda mutlu olmaya karar vermiştir.
İlk defa inceleme yazıyorum. Etkisi üzerimde taze duran İnce Memed serisi bugün bitti. Uzun zamandır okumak istediğim bir seriydi. Bugün İnce Memed 4 bitince inceleme yazmaya karar verdim. Pek inceleme değil de kendi gözlemlerim. Bu kitapları okurken yoğun duygular hissettim. Ne kadar anlatsam da kelimeler anlatmaya yetmez. Neden daha önce
Bilmiyor musunuz, bir dakika hatta bir saniyede verilen veya verilmeyen bir karar, bir tereddüt anı, insanın hayatı üzerinde ne uçsuz bucaksız neticeler doğurabiliyor.
"Bugün namazlarımı tam vaktinde kılacağım" diye niyet edersin. Ezanı duyar duymaz lavaboya koşarsın. Tam abdestini alırken lavabonun kirli olduğu ilişir gözüne.Lavaboyu ovayım da hemen gidip namazımı kılayım dersin.Günlerdir içinden gelmeyen temizlik isteği bir anda coşuverir.
Orayıda,şurayıda derken bütün banyoyu temizlersin.
Öyle
Bu kitabı okumayan varsa okusun, okuyanlar da başkasına okutsun. :)
Tek kelimeyle harika bir kitap...
Sürükleyici, akıcı, sizi içine çeken.
Söke Anneleri kitap okuma grubunda Mart ayı okumaya karar verilmişti. Okuyup, bu toplantıda yorumlamak ve diğer kişilerin yorumunu dinlemek için okudum. Bu toplantıya ikinci kez katılışım olacaktı.
“Hayatım boyunca tüm gücümü ortaya koyarak elde ettiğim başarı fikri güzeldi; ama sonraları şunu fark ettim, Aristo’nun sözünü ettiği mutluluk, bir ömrün son anı uğruna tüm yaşamımızı ipotek etmekten farksız değildi. Son anlarımızda bir kereliğine mutlu olmak adına tüm hayatımızı çabalayarak, perperişan geçirmemiz gerektiği anlamına geliyordu. Böyle düşününce mutluluk denen şey korkunç bir hal aldı. Tüm hayatımı tek bir başarıya adamanın son derece beyhude olacağını hissettim. Dolayısıyla artık mutluluğun değil, mutluluk hissiyatının peşinde giderek yaşamaya karar verdim.”