Gelin
Bir pazarlık yapalım sizinle ey insanlar!
Bana kötü
Bana terk ettiğiniz düşünceleri verin
O vazgeçtiğiniz günler, eski yanlışlarınız
Ah, ne aptalmışım dediğiniz zamanlar
Onları verin, yakınmalarınızı
Artık gülmeye değer bulmadığınız şakalar
Ben aştım onları dediğiniz ne varsa
Bunda üzülecek ne var dediğiniz neyse onlar
Boşa çıkmış çabalar, bozuk niyetleriniz
İçinizde kırık dökük, yoksul, yabansı
Verin bana
Verin taammüden işlediğiniz suçları da.
Bedelinde biliyorum size çek
Yazmam yakışık almaz
Bunca kaybolmuş talan
Parayla ölçülür mü ya?
Gelecek bazen o kadar karanlık görünür ki insanoğlu düşüncelerini üzerinde yoğunlaştırmaktan korkar, akli faaliyetini tamamen durdurur, kendini ne geleceğin ne de geçmişin olmadığına inandırmaya çalışır.
Gözlerinizin çekingen bir tavırla, kararsızca karşılaştığı tesadüfi bir bakışta, söylenmek istenip de söylenemeyen ne kadar çok istek ve düşünce, karşıdakinin bunları anlaması ihtimaline duyulan ne kadar korku vardır!