Dünya denizinde yalnız bir kaptansın sen,
Bir başına gidersin varacağın kıyına,
Yolda gördüğün, tanıdığın, sevdiğin, kardeşim dediğin,
Onlar ya imtihan ya teselli olur sana,
Sonra uğurlarlar seni,
Ya acıyla ya vefayla ya da...
Bu yolculukta,kasten şoförün yanına oturdum.Neden böyle dokuzda dersi
niz de üçte kalkarsınız.?”Hiç sorma kardeşim,” dedi,”halimizi.Bunların gözleri doymaz.Şu üstteki yükü görüyor musun?Neredeyse otobüs devrilecek diye,dokuz doğuruyorum
Bu kadar da insan…Bu lastikler bu kadar ağırlığı çekemez.””Götürme” dedim.”Nasıl,nasıl götürmezsin be kardeşim.Ekmek derdi.Bunların hepsi böyle.Birinden çıkayım,ötekine gire
yim dersin, o daha berbat.”Müşkül”
dedim.Bundan üç ay önce bizim patronun öteki otobüsü devrildi.
Sebep?sebebi fazla yük!Tabii kabahatli gene zavallı şofördür.Fazla yükten,zaten zayıf olan lastik patlamış.Patlayınca da…
İnsanın
gölgesiyle tanımlandığı bir çağda
marşlara düşer belki birkaç şey açıklamak
belki ruhların gölgesi
düşer de marşlara
mümkün olur babamı
varlık sancısıyla çağırmak:
Ezan sesi duyulmuyor
Haç dikilmiş minbere
Kâfir Yunan bayrak asmış
Camilere, her yere
Öyle ise gel kardeşim
Hep verelim elele
Patlatalım bombaları
Çanlar sussun her yerde
Benim beş yıldır, emek vererek hazırladığım temiz içeriklerle geldiğim nokta, aslında bir senede, popüler içeriklerle elde edebileceğin bir seviyeden fazla değil. Bu nedenle kimse bu işe girişmek istemiyor. Burada devletin teşvik yapması ya da vakıfların desteklemesi gerekiyor. Verecekler bu parayı diyecekler ki "Kardeşim sen temiz içeriğini üret, al sana aylık şu kadar para, al kameranı, al bilgisayarını, benim ülkemin evlatları için milli, kültürel, dinî değerlere uygun içerik üret yeter ki." Diğer türlü hem dikenli yol, hem maddi getirisi yok, hem meşakkati çok, hem rağbet yok... O zaman kimse temiz içerik üretmekle uğraşmaz ki. Biz bir maden işçiliği yaparak kendimize yol açmaya çalışıyoruz.