Hafızamı yoklayınca ne kadar acı varsa buldum çıkardım. Ama daha derinlere öyle bir gün gömdüm ki dağ olsa yıkılır, taş olsa çatlardı. Dallarıma bülbüller değil kara kargalar konmuştu o gün.
Varıp gübreliğe konan kargalar, has bahçede gülün kadrini ne bilir...
Reklam
bir vazgeçişin öyküsü
ah! seni düşünerek okuduğum kitapların sayfalarına mı üzüleyim şimdi, yoksa arasında kuruttuğum çiçeklere mi? halbuki ne hayaller kurup okumuştum sana bir bir o güzelim satırları. değer miydi sevgili bu kadar bencil olmaya? aşkımı görürken çevirip kafanı görmemiş gibi yapmaya? söyle değdi mi; ya da sen sus söylesin çiçekler, söylesin kargalar. ya da sen sus söylesin kelebekler söylesin şarkılar. -venüs
Varıp gübreliğe konan kargalar, Has bahçede gül kadrini ne bilir. Sonradan sonraya beyliğe yeten, zalim olur El kadrini ne bilir...
Gül-şeninde âlemin ermez bu sırra hiç kes Zaglar âzâde bülbüller giriftâr-ı kafes (Dünya gülşeninde ermez bu sırra hiç kimse, Kargalar neden özgür, bülbüller neden kafestedir? ) Firâkî
Bir savaş veriyorum, herkesin verdiği gibi... Acı, nefret, keder ve yalnızlıkla beraber; ruhumu hapsedecek gerçek mutluluğu arıyorum. Bu yolda düsturu olmaksızın yürümüyorum elbet; haşin, mert ve aheste adımlarla!.. İlerlerken kara kargalar dürtüyor beni, ansızın bir hareketle. İrkilerek bakıyorum suratlarına, ‘’bak burada yaşanmışlıklar’’
Reklam
Kartallar Yalnız Uçar
Kargalar sürüyle "Kartal" yalnız uçar En zirvede siyah beyaz bir gül açar Sen tevazu kanadınla vakarınla süzül Bilirsin ay yıldız semada nur, ziya saçar 🗻🦅🗻 KK
Varıp gübreliğe konan kargalar , Has bahçede gül kadrini ne bilir...🍂
Orsay Müzesi, Paris
Van Gogh, 5 Haziran 1890'da kız kardeşi Wilhelmina'ya yazdığı bir mektupta bu tabloyu anlatırken özellikle Nuenen'de yapılan benzer çalışmalara atıfta bulunuyor: Elimde köy kilisesinin daha büyük bir resmi var; basit koyu mavi renkli, saf kobalt rengindeki gökyüzüne karşı binanın menekşe renginde göründüğü bir efekt; vitray pencereler lacivert lekeler gibi görünüyor, çatı mor ve kısmen turuncu. Ön planda çiçek açmış bazı yeşil bitkiler ve içinde güneş ışığının pembe akışının olduğu kum. Ve bir kez daha Nuenen'de eski kule ve mezarlık üzerinde yaptığım çalışmalarla hemen hemen aynı şey; ancak muhtemelen rengi artık daha etkileyici, daha görkemli. ” Auvers'deki Kilise'nin ön planı güneş tarafından parlak bir şekilde aydınlatılıyor, ancak kilise kendi gölgesinde duruyor ve "kendi ışığını ne yansıtıyor ne de yayıyor." Van Gogh, Belçika'nın Borinage kentinde sürdürmeyi umduğu evanjelik kariyerinden çıkarıldıktan sonra, Temmuz 1880'de Cuesmes'ten kardeşi Theo'ya bir mektup yazdı ve Shakespeare'in V. Henry'sinden bir resimden alıntı yaptı , Bölüm 1'de karanlık bir boşluğun içindeki karanlık Kilise "boş ve aydınlanmamış vaaz"ı sembolize ediyor: "Onların Tanrısı, Shakespeare'in sarhoş Falstaff'ının Tanrısı, 'bir kilisenin içi' gibidir". Birbirinden ayrılan yollar motifi, Buğday Tarlası ve Kargalar tablosunda da karşımıza çıkıyor .
Van Gogh Müzesi, Amsterdam Hollanda
Kargalı Buğday Tarlası Van Gogh'un en ünlü tablolarından biridir. Bunun onun son eseri olduğu sıklıkla iddia edilir. Tehditkar gökyüzü, kargalar ve çıkmaz yol, yaklaşan hayatının sonunun habercisi olduğu söyleniyor. Ancak bu sadece kalıcı bir efsanedir. Hatta bundan sonra birçok eser daha yaptı. Van Gogh, fırtınalı gökyüzü altındaki buğday tarlalarının 'üzüntüyü, aşırı yalnızlığı' ifade etmesini istiyordu ama aynı zamanda 'kırsal bölgenin sağlıklı ve güçlendirici' olduğunu düşündüğü şeyleri de göstermek istiyordu. Van Gogh bu resimde güçlü renk kombinasyonları kullanmıştır: mavi gökyüzü sarı-turuncu buğdayla kontrast oluştururken, yolun kırmızısı yeşil çimen şeritleriyle yoğunlaşmıştır.
Reklam
Bakın Nuh'un arabasına binen kaçakçıyım Akıl dışı kaçıncı yüzyıl atlası Kargalar gri kafanda korkuluğun şapkası Façam bozuk ve karşı kaldırımdayım
Varıp gübreliğe konan kargalar, Has bahçede gül kadrini ne bilir..
Yaşar Kemal
Yaşar Kemal
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.