"Seni asarlarsa seni kaybedersem"
diyorsun: "yaşayamam!"
Yaşarsın karıcığım,
Kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda;
Yaşarsın, kalbimin kızıl saçlı bacısı
En fazla bir yıl sürer
Yirminci yüzyıllarda
Ölüm acısı...
Ben bir başıma onlardan uzağım,
hep birlikte onlar benden uzak.
Bana kendimden başkasıyla konuşmak
yasak.
Ben de kendi kendimle konuşuyorum.
Fakat çok can sıkıcı bulduğumdan sohbetimi
şarkı söylüyorum karıcığım.
Erkek kısmının sevgisine inan olmaz... Yok hanim yok... Koca muhabbetine bel baglamamali... Şimdi sana hanımcım, karıcığım senin icin ölüyorum, bayılıyorum der... Sokağa çıkar çıkmaz hepsini unutur. En uslusunun yine gözü dışarıdadir.
Yaşarsın karıcığım!
Kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgârda!
Yaşarsın kalbimin kızıl saçlı bacısı!
En fazla bir yıl sürer yirminci asırlarda ölüm acısı!
Karıcığım;
Senin kaç yaşında olduğunu
ne düşündüm şimdiye kadar
ne de bundan sonra düşüneceğim
Sen üç yaşındasın bebeğim
tombul pembe beyaz
Şirret şirin ve yaramaz.
Sen on sekiz yaşında sevgilimsin
- kocaman gözlü,ince bilekli geyik-
Sen anamsın, altmış yaşındasın.
Sen yaşı ve cinsiyeti olmayan arkadaşsın;
büyük kavgamda beraber dövüştüğüm;
ve tehliklerde kanatlarını üstüme geren.
Senin kaç yaşında olduğunu
ne düşündüm şimdiye kadar
ne de bundan sonra düşüneceğim.
Ve inanmıyorum bir kış günü dünyaya geldiğine.
Sen mutlaka baharda doğmuş olmalısın
toprak uyanırken.