Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"(...) araştırdıklarım arasında bulduğum hazine schopenhauer'di. öbürlerinin (diğer filozofların, invulnerable) farkına bile varmadıkları, vardıklarında da tümü kapsıyan bir uyum ve anlaşılırlıkla çözümleyiverdikleri, bizi gözle görülür bir biçimde alev alev saran dünyadaki acılardan, karmaşadan, ihtirastan ve kötülükten ilk söz eden oydu. sonunda, evrenin temelinde her şeyin iyiliğe yönelik olmadığını görebilecek yüreklilikte bir düşünür çıkmıştı. ne "yaratıcı'nın" tümüyle iyi ve bilge aleminden ne de evrenin uyumundan söz ediyor, sözü dolandırmadan insanlık tarihinin izlediği acı dolu yolun ve doğanın acımasızlığının altında temel bir hatanın yattığını söylüyordu. bu hata dünyayı yaratan iradenin körlüğüydü. söyledikleri benim daha önceki gözlemlerimi haklı çıkarıyordu. can çekişen hastalıklı balıklar, perişan tilkiler, donmuş ya da aç kuşlar ve çiçeklerle bezenmiş tarlalarda gizli, acımasız trajediler görmüştüm. karıncalar işkence yapa yapa solucanları öldürüyor, böcekler birbirini lime lime ediyordu. insanlarla ilgili deneyimlerim de beni, insanın özünde iyi ve temiz olduğuna inandıramamıştı
"Biz, insanlar, çiçekler, karıncalar, kuşlar, balıklar ve yıldızlar öldürülmesin diye sokaklara renk renk yazılar yazıyor, duvarlara afişler asıyorduk. Hepimiz gençtik; yaşlı olanlarımız da vardı aramızda ama hepimiz gençtik. Onlar insanları, çiçekleri, karıncaları, kuşları, balıkları ve yıldızları öldürmek için çıkmışlardı sokağa. Hepsi yaşlıydı; genç olanları da vardı aralarında ama hepsi yaşlıydı. Ve hepsi silahlıydı."
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Biz, insanlar, çiçekler, karıncalar, kuşlar, balıklar, ve yıldızlar öldürülmesin diye sokaklara renk renk yazılar yazıyor, duvarlara afişler asıyorduk. Hepimiz gençtik; yaşlı olanlarımız da vardı aramızda ama hepimiz gençtik. Onlar, insanları, çiçekleri, karıncaları, kuşları, balıkları ve yıldızları öldürmek için çıkmışlardı sokağa. Hepsi yaşlıydı; genç olanları da vardı aralarında ama hepsi yaşlıydı.
Allah Azze ve Celle,melekleri,hatta yuvasındaki karıncalar,denizdeki balıklar bile,insanlara iyiyi (doğruyu) öğreten kimselere salat (istigfar) ederler.
Büyük bir çatışma çıkmıştı kentte. Biz, insanlar, çiçekler, karıncalar, kuşlar, balıklar ve yıldızlar öldürülmesin diye sokaklara renk renk yazılar yazıyor, duvarlara afişler asıyorduk. Hepimiz gençtik; yaşlı olanlarımız da vardı aramızda ama hepimiz gençtik. Onlar insanları, çiçekleri, karıncaları, kuşları, balıkları ve yıldızları öldürmek için çıkmışlardı sokağa. Hepsi yaşlıydı; genç olanları da vardı aralarında ama hepsi yaşlıydı. Ve hepsi silahlıydı.
Sular yükselince balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları... Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir... Çünkü kimin kimi yiyeceğine, "suyun akışı" karar verir...
Sayfa 151 - Cağaloğlu YayıneviKitabı okudu
Reklam
Ateşin Getirdikleri
Bakteriler ve virüsleri ökaryotik değildir ama çiçekler, ağaçlar, solucanlar, balıklar, karıncalar, köpekler yosunlar, mantarlar tek hücreliler tüm hayvanlar,omurgalılar,memeliler ve primatlar ökaryotiktir.
Sayfa 163Kitabı okudu
"Sular yükselince balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir."
86 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.