Tutunmaktan ziyade tutulmak istedim ama bu seferde yer yadırgadım. Sanki her an kapının önüne konulacakmışım hissini hem aklımda hem de yüreğimde hep hissetim. Çoğu zaman bunu ya kötü şeyler yaşadığın için böyle düşünüyorsun kafasına da girdim ama gördüm ki öyle değil . Sorun ben değil ,Sorun bende de değil çünkü benim nerde eksik olduğumu çok iyi bilenlere denk gelmenin şansızlıgını yaşıyordum ama olsundu ya CAN SAĞOLSUN demenin yüceliğine de bu sayede erişmiş oldum ve zamanla yine bunları da affetim . Sizden rica ediyorum gönlü ince olana ve gözünden sinir krizleriyle karışık gözyaşı akacak olana değmeyin . Sizi affetmesi kolay da insan kendine gelince afallıyor …
İyi geceler
Bahadır Şad karşımızda durmuş öylesine inceliyordu karışık duruşumuzu. Yanındaki beye buyruk verdi ve ardına bakmadan atını sürdü.
Bey yüksek sesle yineledi buyruğu.
"Şad'ı izleyin!"
Üst üste yinelenen buyruklarla ulaştığımız geniş düzlüğe yayıldık.
"Kartal Savaşçıları şu yana ayrılsın!"
Nerden bilirdim o gün yeni "Hun Ordu Düzeni" ne tanıklık ettiğimi?
"Yirmibirinci yüzyıl , onüçüncü yüzyıldan o kadar farklı değil aslında. Her iki yüzyılın da kaydı şöyle düşülecek tarih kitaplarına: Eşi menendi görülmemiş dini ihtilaflar, kültürel çatışmalar, önyargılar ve yanlış anlamalar, her yere sirayet eden güvensizlik, belirsizlik, endişe ve şiddet; bir de öteki'nden duyulan şartlanmış tedirginlik. Karışık zamanlar. Böylesi zamanlarda, aşk latif bir kelime değil, başlıbaşına bir pusuladır.
Çünkü aşk, hayatın asıl özü, esas gayesidir. Mevlâna'nın bizlere hatırlattığı üzere, gün gelir, herkesi, ondan köşe bucak kaçanları bile, hatta "romantik" kelimesini bir suçlama gibi kullananları dahi kıskıvrak yakalar aşk."
Evlatlarınıza da iyi bakın, onları cehenneme atmayın. Kız kısmı böyle erkek-kız karışık, baş açık mektebe gider mi? Kızlarını bu haldeki mektepler de okusunlar için ta Amerika'ya bile gönderenler var. Ne kadar deli divane bunlar. Ya Rabbi! Akıl ver.
Fransa'da vahşi bir şekilde işlenen seri cinayetlerin izini sürerken , genç ve kendi içinde de problemleri olan sorgu yargıcı olan jeanne korowa bir psikiyatri seansında edindiği ipucundan yola çıkarak katilin peşine düşer. Guatemala, Nikaragua ve Arjantin'e kadar uzanan yolculuk ile joahim'in peşine düşer. sonunda aradığı "manes ormanına" ulaştığında ise öğrendikleri korkunçtur....
kitap sonuna kadar heyecan ve macera yüklü. okurken bir film izliyormuş gibi bir his uyandırıyor okuyucuda. yazar kitabı kaleme alırken bahsettiği yerlerin coğrafyasına, bölgelerin tarihine, kültürel yapısına ve inançlarına değinir ve bize macera ile karışık tarihi bilgiler de sunar. aslında burada yazarın olayları kafasında kurgularken o yerlerin her şeyine bilgi olarak da hakim olduğunu hissettirir. katilin duygu, düşüncesi, öldürmeye olan meyli, acımasızlığı ve şiddetten , öldürmeden almış olduğu o zevki iliklerinize kadar hissedeceksiniz. okuyanın elinden bırakmak istemeyeceği, bıraksa bile gözü geride kalacaktır.
umarım bir gün filmi de çekilir.
herkese iyi okumalar
Ölü Ruhlar OrmanıJean-Christophe Grangé · Doğan Kitap · 20196.5k okunma
İnsanın en güç katlandığı duygu, özellikle de bunu hak ediyorsa merhamettir. Kin, insanı intikam duygusuyla yaşatan bir iksirdir; ama merhamet duygusu bizi iyice güçten düşürerek öldürür. Merhamet, sinsice şefkat kılığına bürünmüş bir aşağılama, şefkatle karışık bir hakaretten başka bir şey değildir.