Kafam çok karışık, ileride ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yok -küçük bir kız gibi gülüyor-, eğer bir sonu varsa bu hikâyenin sonunu görmek isterdim...
Sayfa 357Kitabı okudu
Ben hiçbir şeyi kaldığı yerde bırakmadım, bırakamadım. Önceleri bunu maharet bilirdim, şimdi kafam karışık, bazı anlarda bunu yapabilenlere içten içe imrendiğimi itiraf ediyorum. Kaldığı yerde bırakma konusunda hislerim, kınamayla hayranlık duyma arasında, kocaman bir sarkaç gibi gidip geliyor.
Reklam
"James'i nereden tanıyorsun?" diye mırıldanır. April'ın kaşları birbirine yaklaşır. "James kim?" "Eski sevgilisi," diye açıklıyorum, şimdi kafam her zamankinden daha karışık. "Ne demek istiyorsun Mack? James'le hiç tanışmadım." April'ın telefonuna dokunuyor, eli titriyor. "Videodaki James'ti." "Trevor'ı mı kastediyorsun?" April sorar. "Kampüsteki güvenlik görevlisi." Ardından gelen sessizlikte kalbim göğüs kafesime çarpıyor. Mack gözyaşlarını zor tutuyor. "Bu James. Trevor James Hobart. Onu tanıdığımda James derdi." Başım dönüyor, sözlerini anlamaya çalışıyorum. Bu ne anlama geliyor? Trevor, Mack'in California'dan kaçtığı eski sevgilisi. Eski polislerden birine karşı harekete geçmeyi reddettikleri için yetkililere bildiremedi.Onu çok kötü taciz eden ve korkutan eski sevgilisi, ortadan kaybolmanın en güvenli yol olduğuna karar verdi. Onu takip eden eski sevgilisi. Onu öldürmeye çalışan. James. Trevor James Hobart.
(iki kelimeyi bir araya getiremiyorum, kafam çok karışık Nastyenka)
"Nefret var mı içinde?" "Hayır. Hayır, sadece yüreğimde bir çöküntü sanki. Belki daha sonra öfkeye dönüştürürüm. Güzellikten dehşete hiçbir ara basamak yoktu çünkü. Kafam karışık, çok karışık."
Sayfa 286Kitabı okudu
Ah, ah! Kafam çok karışık, ölmeyi istemeye başladım, dünyanın sonu geldi sanki…
Sayfa 472Kitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.