Demokrasi eşitlik demektir. Eşitliği doğru bir şekilde yorumlayarak, ondan sınıfların ortadan kalmasını anlarsak, proletaryanın eşitlik mücadelesinin ve bir slogan olarak eşitliğin büyük önemi açıklık kazanır. Ama demokrasi sadece biçimsel eşitlik demektir. Ve üretim araçlarının mülkiyeti açısından toplumun bütün bireylerinin eşitliği, yani iş ve ücret eşitliği sağlanır sağlanmaz, insanlık kaçınılmaz olarak daha ileriye gitme, biçimsel eşitlikten gerçek eşitliğe geçme, yani “herkesten yeteneklerine göre, herkese gereksinimlerine göre” kuralını hayata geçirme sorunuyla karşı karşıya kalacaktır.
Kapitalist toplumda kuşa çevrilmiş, sefil sahte bir demokrasi, yalnızca zenginler için, azınlık için bir demokrasi vardır. Proletarya diktatörlüğü, komünizme geçiş dönemi, sömürücü azınlığın zorunlu olarak baskı altına alınmasıyla birlikte, ilk kez halk için, çoğunluk için demokrasiyi getirecektir. Gerçekten tam bir demokrasiyi ancak komünizm sağlayabilir.
Reklam
Ancak komünist toplumda, kapitalistlerin direnişi tümüyle ezildiğinde kapitalistler ortadan kalktığında, artık hiçbir sınıf kalmadığında, işte ancak o zaman “devletin varlığı son bulur” ve “özgürlükten söz edilebilir” duruma gelinir. Ancak o zaman gerçekten eksiksiz bir demokrasi, ne türden olursa olsun hiçbir istisnanın bulunmadığı bir demokrasi mümkün hale gelecek ve gerçekleşecektir.
Ve proletarya diktatörlüğü, yani ezilenlerin öncüsünün ezenleri baskı altına almak amacıyla egemen sınıf olarak örgütlenmesi, sadece demokrasinin genişlemesiyle sonuçlanmaz. Proletarya diktatörlüğü, ilk kez para babaları için değil yoksullar için, halk için demokrasi haline gelen demokrasiyi muazzam derecede genişletirken, aynı anda, zalimlerin sömürücülerin kapitalistlerin özgürlüklerine bir dizi kısıtlama getirir.
Kapitalist toplum, en elverişli koşullar altında gelişmesi koşuluyla, bize, demokratik cumhuriyette, az çok eksiksiz bir demokrasi getirir. Ne var ki, bu demokrasi her zaman kapitalist sömürünün getirdiği dar sınırlar içine hapsolmuştur ve bu yüzden, bu demokrasi gerçekte her zaman azınlık için, yalnızca mülk sahibi sınıflar, yalnızca zenginler için bir demokrasi olarak kalır. Kapitalist toplumda özgürlük, her zaman, eski Yunan cumhuriyetlerindeki özgürlüğün aşağı yukarı aynısı olarak kalır: köle sahipleri için özgürlük. Kapitalist sömürü koşulları nedeniyle modern ücretli köleler yokluk ve yoksulluk altında öylesine ezilir ki, “demokrasiyle ilgilenmezler”, siyasetle ilgilenmezler,” olayların günlük, sakin akışı içinde nüfusun çoğunluğu toplumsal ve siyasi yaşama katılmaktan alıkoyulur.
Reklam
237 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.