Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Ortama uymuyorum, Çünkü dünyada evimde değilim. Dünyayı evi sananların suçuna da katılmıyorum."
İsmet Özel
İsmet Özel
Özgürlüğün tanımı?
Rousseau "özgürlük" tanımına nasıl yaklaştı bilmiyorum, ancak "toplum" ve "eşitsizlik" ile kaybolduğuna katılmıyorum. Doğa, insan yaşamına müdahele etmez evet, güçlünün güçsüzü yediği tarafsız bir ev sahibi. Eşitsizlikler de bunun bir parçası, aklımıza gelen her şey (genetik, hastalıklar, kişilik, çevre vb.). Bu eşitsizlikler "toplum" içinde var olmadı. Tüm türlerde olduğu gibi insan da doğadaki varlığını sürdürebilmek için riskler alır, eskiden bu risklerin bedeli çoğunlukla can kaybı, yaralanmaydı. Beraber hareket etme, toplumlaşma ile bu riskler paylaşıldı, en aza indirgendi. Ve bu "Birliktelik" elbette özgürlüğü kısıtlayacaktır, ancak bu toplumdaki tüm bireylerin risk seviyesini en aza indirmek için. "Tek başına istediğin gibi değil, hep beraber hepimiz için..." Kişisel çıkarı, toplumun çıkarıyla çatışmayan bireyin özgürlüğüne vurulmuş herhangi bir zincir olmayacaktır.
Nesrin

Nesrin

@Nesrins
·
20 Temmuz 2022 16:49
Eşitsizlik
Özetle doğa, insan yaşamını özgürleştiriyordu. Ancak insanlar topluma girdiğinde eşitsizlikler yüzünden özgürlüğünü kaybetti. Ayrıca doğa durumunda, insanın erdemli ve iyi doğasını bozacak etkiler de yoktu.
Reklam
İpek Sabahlık - Osman BALCIGİL
Voltaire’e mal edilen ama ona ait olmadığı da söylenen ünlü sözde düğümleniyordu her şey: “Fikirlerinize katılmıyorum ama fikirlerinizi ifade edebilmeniz için canımı bile veririm.”
Sayfa 351Kitabı okudu
Yazdığım bir çok şeye katılmıyorum, özellikle bazı ifadeleri ve sayfaları kesinlikle onaylamıyorum ; ama üzerlerini çizmeyeceğim ve bir tek sözcüğü bile düzeltmeyeceğim.
Sayfa 330Kitabı okudu
Herşey adına savaş yapılıyor, Adı Din savaşları olarak gösteriliyor.
"Fyodor Dostoyevski, insanın ancak acı çekerek olgunlaşacağını söyler. Bu açıdan bakınca İstanbul'un benim hayatımda çok önemli bir yeri var. Çünkü ben bu şehirde olgunlaştım. " Bu sözler İstanbul'da büyük acılar çekmiş olduğunu vurguluyordu ama bu acıların ayrıntısına girmedi. Bu kadarla bıraktı. Sonra şöyle devam etti : " Ama ben size geçmişten değil bugünden bahsetmek için geldim.O zamanın dünyasıyla bugünün dünyası ayrı, ama temelde hep aynı sorunlar varlığını koruyor. Profesör Huntington 'a bakılırsa bu sorunun adı (Medeniyetler Çatışması' dır.) Ben buna pek katılmıyorum. Bazıları bu çatışmaya (Din Savaşları) adını veriyor. Hepsi Ortağu kökenli olan ve aynı ilkeleri dile getiren tek tanrılı dinlerin de bu çatışmaya sebep olduğunu sanmıyorum. Edward Said, bu tanımlamalara itiraz ediyor. Ve sorunun adının (Cehalet Çatışması) olarak koruyor. Bunun, Huntington' göre daha tutarlı bir görüş olduğunu söyleyebiliriz. En azından benim düşünce tarzıma daha yakın geliyor. Çünkü kabaca Batı ve Doğu diye adlandırılan medeniyet biçimleri, birbirini tanımıyor. İletişimin bunca ilerlediği bir dönemde hâlâ (Cahiliye) dönemini yaşıyoruz. .......
Sayfa 55
414 syf.
9/10 puan verdi
Din Bu serisinin ardından Turan Dursun'u nasıl katletmemişler, hayret! Zira Şeriatçilerin tahammül edebileceği konular değil bunlar. Bense yazarın her düşüncesine katılmıyorum. Bazı iddiaları çok öznel. Sadece yorum. Ancak bilgi verdiği kısımlar doğru, teyit edilebilir bilgiler. Tabii benim katılmadığım nokta ise bu herkesin kabul ettiği bilgiler değiştirilmiş bilgiler bence. Yani her ne kadar güvenilir olduğu iddia edilen kaynaklar, peygamber Ayşe'yi 6 yaşında aldı ve 9 yaşında cinsel ilişkiye girdi dense de, bunun uydurma olduğunu düşünüyorum. Bunun gibi bir sürü uydurma islam camiasında kabul görüp kılıf uydurulmuş. Ben ise peygamberimizin asla böyle bir ahlaksızlık yapmayacağından yüzde yüz eminim. Turan Dursun bunu olmuş kabul ediyor, şeriatçılar da oldu ama sebepleri vardı diyor. Safsata.
Din Bu-2: Hz.Muhammed
Din Bu-2: Hz.MuhammedTuran Dursun · Kaynak Yayıncılık · 2006824 okunma
Reklam
Kesinlikle katılmıyorum ama kitabın kilit cümleleri bence.
Hayatta güçlü olacaksın, çünkü gerçek yasa güçtür. Adil olmanın, haklı olmanın, ahlaklı olmanın, merhametli olmanın hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Kötüye kullanılsa bile insanların önünde eğildiği tek değer güçtür.
Sayfa 406Kitabı okudu
64 syf.
9/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Japon yazarın okuduğum üçüncü kitabı.Yaşı bilinmeyen bir öğrenci kızın ağzından bir gün içinde bu kızın yaşadığı olayları öğrenci kız kendi ağzıyla anlatıyor.Ben kitabı okuyunca ergenlik döneminde geçen neredeyse bütün özelliklerin ruhsal,biyolojik vb özelliklerle benzediğini gözlemledim.Karakterin babası vefat etmiş ve babasına özlemini dile getiriyor sürekli.Annesini ise bazen eleştiren bazen de ona haksızlık yaptığını düşünen ve kendisiyle de içsel çatışma yaşayan bir karakter gözlemledim.Zaman zaman kendine özeleştiri yapıyor mesela"Gerçekten kim olduğumu bilmiyorum" diyor.Okuduğumda bazen kendini çok iyi anlatan ifade eden bazen de kendini tanımayan biri olarak karşıma çıktı.Gözlem yeteneği gelişmiş,sorgulama yapabilen,yargılayan,kötü olduğuna inanan,karamsar,ilgi isteyen,babasının sevgisini annesiyle kıyaslayıp babasını özleyen annesine karşı gerekli ilgi göstermediğini sonra annesine haksızlık yaptığını söyleyen bir karakter..Yazar kitabında güzel ruhsal çözümlemeler yapmış.Kitapta katılmadığım tek nokta şurası oldu:"Yalan söylemeyen biri var mı merak ediyorum,öyle biri varsa sonsuza kadar kaybedenlerden olacaktır"diyor.Buna katılmıyorum aksine doğrulukla bu hayatta bir şeyleri kazananlara inananlardanım.Kitap "Tokyo'nun neresinde olduğumu biliyor musunuz?Beni bir daha göremeyeceksiniz"diye son buldu.Kitabın psikolojik olarak bir şeyler katacağını düşündüğüm için şans verilip okunması gereken bir yapıt olduğu kanaatindeyim.Nitekim beni sorgulatan güzel bir Japon Edebiyatı eseri oldu.
Öğrenci Kız
Öğrenci KızOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 20228,4bin okunma
"Azizim Watson, tevazuyu erdem sananlara katılmıyorum. Bir mantıkçı için, her şey tam olarak ne ise öyle görünmelidir. Kendini küçük görmek de, yeteneklerini abartmak da gerçeklerden kaçmaktır."
Sayfa 266Kitabı okudu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.