+323
Günaydın, kahvaltımı yaptım. Kahvaltı dediysem benim ki o süslü olanlardan değil. Artık geceleri ayakta kalamıyorum, sabah ezanıyla başlıyor benim mesai, kahvaltıya gelirsek balkonda kuşlar öterken bomboş bir bakışla tükettiğim tekel sigarası. Sosyal medyada hep görüyordum”sabah saatleri ders çalışmak için en verimli saat” diye buna katılmıyorum. Sabahlar kendini sorguya çekmek için en verimli saat bana kalırsa, bir de bunun uykuya dalarken ki versiyonu var “ keşke öyle demeyip şöyle deseydim” tarzında o sorgulama sayılmaz. Hazır cevap olmamanın bedeli gibi o daha çok. /Gökhan Ben
"İnsanlar tek başına olmanın, sizi yalnız yaptığını düşünür. ben buna katılmıyorum. çevrenizin yanlış insanlarla dolu olması dünyadaki en büyük yalnızlıktır." - Jean-Paul Sartre
Reklam
"İnsanlar tek başına olmanın, sizi yalnız yaptığını düşünür. ben buna katılmıyorum. çevrenizin yanlış insanlarla dolu olması dünyadaki en büyük yalnızlıktır."
BİR SORUN: BAŞKALARINI FAZLA UMURSAMAK.
Bugün günümüzdeki insanların büyük bir problemden bahsedeceğim. Ben insanların maalesef bu durum yüzünden kendi potansiyellerini tam olarak kullanamadığını düşünüyorum. Öncelikle çevrenizde sürekli ben şunu yaşadım, ben bunların üstesinden geldim vs diyen insanları bir hayatınızdan silin süpürün. Bu insanlar acıdan beslenir ve zamanla size de o
Maya Tülü'nü Anlamada Hintli Bir Düşünürden Yardım Alma
Maya'nın hayatı. Nietzsche'nin mantığı şudur: Nietzsche, insan varoluşunun bir yanılsama olduğunu yani bir rüya gibi olduğunu söyler, ancak bir yanılsama olmasına rağmen Nietzsche'nin Maya perdesi dediği şey sayesinde hayatımızın anlamlı olduğunu söyler. Yani Nietzsche, Platoncu insan yaşamı anlayışının bir yanılsama olduğuna
Gençlik kitapları
Geçen gün Youtube'da bir yorum gördüm. Aynen şöyleydi: Dostoyevski Beyza Alkoç'u tek bir cümlesi ile depresyona soktuktan sonra Tolstoy ile kafes dövüşü için Gogol ile antreman yapar. Güldüm geçtim diyemem, çünkü üzerinde duyduğum bir yorumdu. Aslında doğru bir yorum, öznel değil, nesnel. Çünkü kim ne derse desin gençlik kitapları insana güzel şeyler katmıyor ve ana fikri olmuyor. Eğer aşırı yeni genç okurları saymazsak çoğu kişi bana katılacaktır. Ama bunlar emek işi değil diyenlere katılmıyorum. Yazar her ne kadar boş şeyler yazsa bile orada bir emek var. Bana göre gençlik kitapları keyif kitabı. Yani anlamak için kafa yormuyorsunuz. Üzülmüyorsunuz veya sinirlenmiyorsunuz demiyorum. Buna şöyle örnek vereyim; benim annem kafa dağıtmak için romantik kitap okur. Bana göre gençlik kitapları aynı etkiyi veriyor. Ayrıca, anlaması kolay olduğu için yeni okurlar genelde bu tür kitaplarla okumaya başlıyorlar. Buna lafım yok. Fakat başka türler okumazlarsa, çok pardon ancak kendilerine okur diyemezler. Aynı şey tüm kategoriler için geçerli. Kitap haznesi geniş olan kişilere okur denir. Diyeceklerim bu kadar, iletimde herhangi birini/yazarı/kitabı aşağılamak istemedim, üstünüze alınmayın. Yorumlarda fikrinizi belirtmeniz hoşuma gider.
Reklam
105 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.