Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.24
Avrupa Kulübü
Burma Günleri George Orwell'ın doğup büyüdüğü ve bir dönem de polis memuru olarak görev yaptığ toprakları anlatan ilk romanıdır.Orwell'ın dili her zaman ki gibi açık,duru ve bir o kadar da etkileyici.Karakteler çok gerçekçi, kölelik ve efendi sistemi keskin bir şekilde ortaya konmuş ,beyaz adamın kibrini iliklerinize kadar
"Utangaç katilleriz biz, ihtiyatlı katilleriz. Beynimizin mermerden bir anıt mezar olduğunu zannediyoruz, oysa kartondan yapılma bir ev, çorak bir araziyle sonsuz bir şafağın arasında kaybolup gitmiş bir gecekondu aslında. "
.
#katlanilmazsigirtmac #robertobolaña nın içerisinde beş öykü ve iki denemesinin yer aldığı bir
Çocukluğumdan beri kendini gerçekleştirmiş insanların hayatını okumak ya da araştırmak ya da öğrenmek benim için muazzam bir zevkti.
Bunun ilk başlangıcı annemin ve babamın müşterileriydi sanırım :)) 2 esnaf çocuğu olarak farklı insanlarla tanışma fırsatım oldu.
Hep dertlerini dinlediğim oldu dolaylı olarak olsa da.
Bu kitaba yönelme sebebim de buydu
Hem şair hem araştırmacı yazar olarak yaşadığı döneme dair izleri bize yansıtması önemli çünkü önemli bir zamanda yaşamış bir sahyiettir bu yazar. Ve o dönemin her halini bırakıyor avuçlarınızın içine.
Hindistan'ın kendini değiştirme, kılıfını değiştirme dönemine denk gelmiştir.
Belirli liderlerle iletişim kurmuş, o iletişimlerden bahsediyor kitapta Atatürk, Einstein, Gandi gibi.
Hatta gandi'nin ona gönderdiği bir doğum günü mektubu var orada diyor ki 4.20 yetmez 5.20 diliyorum ömrüne buna cevaben de tago ise kutlamana teşekkür ediyorum yalnız 4.20 küstahlıktır 5.20'de katlanılmaz deyip terslemiştir.
Yazarın şiirlerinden de küçük küçük pasajlar vermiş doğaya doğa sevgisine insan sevgisine yer vermiş şiirlerinde küçük hoş kısa bir kitap okumanızı tavsiye ediyorum.
“Çünkü kibirden yoksun olmakla böbürlenen kibir, en katlanılmaz olanıdır.”
"Kendime Düşünceler" Marcus Aurelius'un kişisel günlüklerini içeren bir eserdir. Yaşamla alakalı her konu var içerisinde. Genel olarak içsel huzuru ve duygusal dengeyi korumanın önemine vurgu yapmıştır. Stoacı felsefe anlayışına sahip olduğu için dış dünyanın etkilerine karşı içsel dengeyi korumanın önemini savunur. İnsanların kontrol edemeyeceği şeyleri kabul etmeyi ve bu şeylere karşı içsel bir duruş geliştirmeyi önerir. (Söylemesi kolay tabii :)) Erdem, dürüstlük, adalet ve cömertlik gibi değerleri korumanın insanın içsel huzurunu da artıracağını düşünüyor yazar, sizce haklı mı? Kitap, bana Montaigne’nin denemeler kitabını andırdı biraz. Hayata ve doğaya dair anlaşılır bir iç döküş var eserde. Filozoflarda fark ettiğim tek şey var o da hepsinin bir arayış peşinde olduğu. Belki mutluluk belki de bir hakikat.. Felsefenin mahiyetini bu yazarlarla daha iyi anlıyorum sanırım. Okuyacak olanlara şimdiden iyi okumalar.
240 syf.
·
Not rated
Kişilerin acılara verdiği tepkiler ve onları karşılama biçimleri birbirinden ne kadar farklı olabilir ve bu farkı yaratan şey nedir? Antropolog ve Sosyolog olan David Le Breton'un kitabında bu gibi sorulara cevap bulabilirsiniz. Kişilerin aynı acı karşısında verdikleri tepkiler sosyal ve kültürel durumlara göre çok büyük farklılıklar gösterebiliyor. Aynı yaralanma durumunda acı ve ağrı karşısında kimi durumunu katlanılmaz bulurken kimi yüzünde tek bir gerginlik belirtisi bile göstermeden bunu karşılayabiliyor. Morfin, ağrı kesici gibi çözümlerin henüz olmadığı zamanlardaki cerrahi işlemler ise... Breton'un beden ve acı üzerine yazdığı şeyleri okumak beni zaman zaman zorluyor doğrusu. Üzerinde durduğum esas mesele hipnoz yoluyla yapılan cerrahi müdahaleler oldu. Bugünlerde hipnoz sürekli önüme çıkıp duruyor sanırım bu karşılaşmaya daha uzun süre karşı koyamayacağım. Zihnin telkin yoluyla nerelere kadar gidebileceğine dair bir çok anlatı ve videoya denk gelmiş olsam da daha yakından görmeden içim rahat etmeyecek.
Kitabın sonsöz bölümünde Mythili G, Rao nun yazdığı bölümden daha iyi bir inceleme olamaz sanırım:
Osamu Dazai'nin 1939'da yazdığı Öğrenci Kız - yaşı bilinmeyen bir öğrenci kızın ağzından anlatılan ince ve büyümüş de küçülmüş bir kısa roman - gösterişli ve dönemine göre kışkırtıcıydı. Aradan geçen yüz yıla yakın sürenin ardından kitabın
226 syf.
9/10 puan verdi
Selamlar..
İncelemeye başlayacağım tam da şu anda, bu kitaba nasıl ve nerden başlanır bilemediğimden en iyisi hissettirdiklerinden bahsedeyim.
Bir kafede oturmuş arkadaşınızla muhabbet ederken arkadaşınızın aniden odağınızı sabah giymiş olduğunuz ve o andan sonra asla bilinçli olarak fark etmediğiniz çorabınıza, cebinizde duran bozukluklara ya
