Kitap hakkında söylemem gereken ilk şey standart bir düz yazı metni olmadığı. Kitap Bauman ve Obirek arasındaki uzun pasajlar içeren diyalogların basılmış hâli. Peki bu diyalogların, bu sohbetin konusu ne? Konu Tanrı, inançlar ve insan. Bu temellendirmeler etrafında ilerleyen diyalogda Obirek kendi bakış açısını -ki bu bakış açısında Obirek'in katolik yaşantısının etkilerini görmek mümkün- Bauman ise sosyolog kimliği ile öne çıkan kendi bakış açısını ortaya koyuyor. Tanrı'ya, insana ve inançlara bakışın çok da birbirinden aykırı olmadığı yaklaşımlarda, Obirek'in pasajlarını okurken sıkılmak mümkün. En azından benim için öyleydi. Hıristiyanlığa dair teolojik bilgilerin yoğunlukta olduğu kısımlar, konu hakkındaki bilgi eksikliğimin ve dolayısıyla kullanılan dilin yer yer benim için anlaşılmaz olması sebepleriyle sıkıcı bir hâl aldı. Fakat bu kitaba dair bir olumsuzluk değil. Benim eksik olduğum bir alan sadece. Öte yandan Bauman'ın pasajlarında algı genişlemesi yaşamak oldukça mümkün. Cümleleri doyurucu, üslubu akıcı.
Kitapta semavî dinlerden bahislerin yanı sıra ateizme de yer yer atıfta bulunulmuş. Dolayısıyla Tanrı, inançlar ve insana bakış açısı çok yönlü. Sorgulamalar mevcut. Din ve inançlar konusunda yüksek hassasiyete sahip, anlatılana hoşgörüyle yaklaşıp anlamak yerine şiddetle karşı çıkabilecek durumdaki okurlara rahatlıkla önerebilir miyim? Açıkçası hayır. Bunun dışında benim çok sevdiğim, bakış açıma katkıları olan bir kitaptı.