Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"İsa'nın hizmetkarı" sıfatını kullanan İspanyol kralları, kendilerince hak din olan Hıristiyanlığın Katolik mezhebini farklı kıtalara ulaştırma görevine soyundular. Asıl amaç ise farklıydı. Teknolojik yönden geri kalan bu bölgeler ve bilhassa Amerika kıtası, önemli medeniyetlere ev sahipliği yapmakta ve değerli madenlere sahip olmak gibi büyük bir kusuru barındırmaktaydı.
ÜÇ ASRA YAKIN bir zaman dilimini kapsayan Haçlı seferleri tarihi içinde 1212 yılında gerçekleşen "Çocukların Haçlı Seferi ilginç bir safhayı teşkil eder. Bu sefer. 1204'teki IV. Haçlı Seferi ile 1217 başlayan V. Haçlı Seferi arasında gerçekleşmiştir. Adına bakıp da eylemin ciddi bir Haçlı seferi olduğu sanılmasın. 1198-1216 tarihleri arasında Katolik dünyasının liderliğini yapan Papa III. Innocentius, 1187'deki Hittin Savaşı sonrasında Eyyubi'lerin eline geçen Kudüs'ü geri almak amacıyla Haçlı Seferi çağrısında bulunarak bu konuda önemli girişimlere imza atmış Ancak 1204 yılında eylem safhasına dökülen sefer, Venedik dukası Enrico Dandolo idaresinde Konstantinopolis'e yönlendirilerek amacından saptırılmıştı. Doğu ve Batı kiliseleri arasındaki kırılma noktalarından birini teşkil eden bu harekat sonrasında Papa, yeniden bir Haçlı ordusu toplanması konusunda faaliyetlerde bulunmuştur. Ancak Haçlı ordusunun toplanarak Kudüs'e doğru yola çıkması çeşitli nedenlerle gerçekleşememiştir. Önce Güney Fransa'da sapkın olarak kabul edilen Hıristiyan cemaatler üzerine bir dizi sefer düzenlenmiş, sonrasındaysa İspanya'daki Müslümanlarla mücadele edilmiştir. İşte söz konusu harekâtın bir türlü gerçekleşememesi üzerine 1212'de Fransa'nın Saint Denis bölgesinde, Etienne adında bir çocuk ortaya çıkarak Hz. İsa'nın kendisine Fransa kralı Philip August'e teslim edilmek üzere bir mektup verdiğini iddia edecektir. O sıralarda bölgede bulunan krala bir şekilde ulaşan bu çocuğa kralın cevabı köyüne dönmesi yönünde olacaktır.
Reklam
Katolik olsaydım günah çıkartır, içime hapsettiğim tüm bu sözcüklerden kurtulurdum. Ama maalesef bizde böyle bir teselli yöntemi yok.
Biraz abartmıyor musun sence de aytunç'cum...
Walpurga sadece Katolikler için değil, dikkat çekicidir ki, Şeytan’a tapan Satanistler için de çok kutsaldı. Karabüyü ve Okültizmle uğraşanlar her yıl 25 Şubat gününde Azize Walpurga’nın adıyla gizli bir ayin yaparak ‘kanlarını arıtıyorlardı.’ Bu kan arıtma töreni (blood purification), hem gizli hem de Katolik Kilisesi’nin dogmalarına aykırıydı. Garip, ama şu da bir gerçektir ki, Adolf Hitler ünlü kitabı Kavgam'ın her sayfasında Katolik Kilisesi’ne aykırı düşmek pahasına büyük halası(!) Walpurga’nın adaşı adına düzenlenmiş Karabüyü ve Okült törenlerindeki gibi ‘kan arıtma’ ve ‘arı kan’ tezlerini işlemiş ve savunmuştu.
Sayfa 64 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okuyacak
İster Katolik ister Protestan olsun, günümüzün neredeyse tüm Hristiyan uluslarında dinin de hükümetin ellerine düşme tehdidi altında olduğunu çekinmeden ileri sürebilirim. Egemenler dini kuralları kendileri belirlemeye çok meraklı olduğundan değil, bunları tefsir edenlerin iradesini gitgide eke geçirdikleri için. Ruhban sınıfının elinden mülklerini alıyor, rahibin sahip olduğu etkiyi saptırıp sadece kendi çıkarları doğrultusunda kullanıyorlar. Onları memurlarına ve çoğunlukla da hizmetkârlarına dönüştüyor ve onlar aracılığıyla her bir insanın ruhunun en derinliklerine nüfuz ediyorlar.
Sayfa 28 - Can Klasik
Kusursuzluk konusunda bir kadının tutumu Katolik Kilisesinin tutumuna benzer.
Reklam
"Dinimi soran olmayacaktı bana. Olur da birisi merak ederse, cevabım hazırdı: Müslüman, Yahudi ve Katolik; kısacası insan."
Batı’da kadınların toplumsal, kültürel ve mesleki gelişimleri ve başarılan erkeklerin kadınlar karşısında duyduğu ödipal güvensizlik, korku ve hasetten korunma mekanizmalannı, bu geleneksel ve kül- türel yaptırımı ve desteği olan mekanizmalan tehdit ediyor olabi- lir; ve değişen gerçeklik katılan taraflann karşısına aşk ilişkilerinde
Sayfa 85
Hindistan'da geleneklere göre dul kadınların yeniden evlenmeleri, akılalmaz ölçüde korkunç bir şey sayılır. Katolik ülkelerde boşanmak çok büyük bir günah olarak düşünülürken evlilikte sadakat kurallarına yapılan bazı ihlaller, en azından erkeklerce yapılmışsa, hoşgörüyle karşılanır.
Sayfa 5
Alois Hitler
Hitler acaba niçin büyükannesine yahudi bir aile tarafından aylık ödendiğini kabul etmişti? Bu para Hitler’in açıkladığı gibi Maria Anna Schickelgruber çok yoksul olduğu için ödenmiş olabilir miydi? 1830’ların Avusturya’sında yüz binlerce yoksul Katolik kadın vardı. Bir yahudi ailesinin 13 yıl boyunca yoksul bir Katolik kadına üstelik hizmetçilik,
Sayfa 50 - ALFA Yayınları | 18. Basım 2014Kitabı okuyacak
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.