Bir çift göz, yalnızca bir çift göz benimkilere dikilmişti. Başka yana da baksam, başımı da çevirsem yakından izliyordu beni. Şimdi her şey, apak iki halkayla çevrili katran karası bir çift göz dışında en ufak bir ışığı bile ayırt edemediğim bir karanlığa gömülmüştü. Bu gözlere baktıkça akıyla karası daha da derinleşiyordu; sanki gizemli bir kaynaktan alıyorlardı ışıklarını, çünkü salon kapkaranlık, dışardaki gece ise katran karasıydı.