"Şimdi dünyada Tin'den başka bir egemenlik yoktur. Kafaların içinde sayısız kavram dolaşır durur. Bunun ötesine geçmek isteyenler ne yapıyorlar? Onlar bu kavramları reddedip yerlerine başkalarını getiriyorlar! Diyorlar ki, 'Siz hukuk, devlet, insan, özgürlük, evlilik gibi kavramları yanlış anlıyorsunuz. Örneğin hukuk kavramı aslında bizim şimdi ortaya attığımız biçimde anlaşılmalıdır.' Ve kavram karmaşası böylece sürüp gidiyor."
Konfüçyüs'e göre barışı, doğruluğu ve bolluğu hiçbir şey ad ve kavram karmaşası kadar tehdit edemez.
Sayfa 126Kitabı okudu
İçinden söyleniyordu, Oğlan ölecek, ölmeye mecbur, yüreği kederle doldu, sonra doğa yasası gereği kendisinin oğlundan önce öleceğini ve bunun oğluna bir tür ölümsüzlük vereceğini düşündü. Bir kavram karmaşası, tanınan ve sevilen kimselerin yok oluşu ve bunun ardından, onlardan biraz daha çok yaşamaktan ibaret bir sonsuzluk.
Sayfa 69Kitabı okudu
Aydın insan, kavram karmaşası ve anlatım bozukluklarını tehlikeli bulur.
Konfüçyüs
Sayfa 19Kitabı okudu
Çocuğun sınırlı zihin ve dil kapasitesi düşünülmeden verilen bilgiler, yapılan açıklamalar, zihninde bir kavram karmaşası meydana getirebilir.
Aydın insan kavram karmaşası ve anlatım bozukluklarını tehlikeli bulur.
Sayfa 19 - Alfa
Kavram karmaşası fikirde anarşi demektir
“Lisan bir bakıma insanın en büyük zaferi, bir diğer bakımdan da en büyük esaretidir... Lisan yoksa harp de yoktur... Harp çıkarmak için önce kelimeler arasında ihtilâflar çıkarmak lâzımdır."
Terbiyesiz
Sınırları tehlikeli bir biçimde aştığının farkında olmayan felsefe doçenti Nietzsche, kendisini “öğretme tutkusuna” fazlaca, hatta “ölçüsüz” denecek derecede kaptırmıştı; etrafındaki yelpaze yapraklı palmiyeler ve koyu kırmızı kadifeler arasından duman tüttüren Vezüv’ü seyrediyor, bu arada da durup dinlenmeden yeni delillerle bedenselliği göklere çıkartıp, ruhsal belirsizliği aşağılıyordu - ta ki “Ariadne’nin tahammül sınırını aşan” bir noktaya gelinceye kadar: “‘Fakat bayım’, demişti Ariadne, ‘Almanca’yı bir domuz gibi ko- nuşuyorsunuz!’ - ‘Almanca’, diye cevap vermişti neşeyle, ‘sadece Almanca! Nazik şeyleri Almanca ifade etmenin zorluğunu gözardı ediyorsunuz!’ - ‘Nazik şeyler mi!’ diye bağırmıştı Ariadne dehşet içinde: ‘fakat bu sadece iyimserliktir! Domuz felsefesi! Kavram karmaşası ve yüz ayrı felsefenin pisliği! Bu nereye kadar devam edecek!'"
