Kendin kadar aklımdasın Hala öyle savruk bir gök Hala öyle yerini yurdunu bulamamış bir mavi Ve aşkını şaşırmış bir tanrı Çoğalan sızısıyla mutlu bir yara
Özledim seni aldığım her nefeste Yapayalnız bu ten mülk kafeste Özledim seni her attığım adımda Yastığımı ıslatan göz yaşında Buldum lezzeti vuslat aşında Sakın ağlama gelip mezar taşımda İç çekipte ‘ah savruk’ diye etme ar Özlem sana değil toprağadır yâr
Reklam
Savruk savruk gezersin Dünya’yı kana kana içersin İnticamını bozmadan geçersin Dört adem sırtlayınca Batılı, Hâk’dan anca seçersin
Nilgün Marmara'dan - Kan Atlası
Emel'e "Ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım."  
Kişiye malum olunca sırrı hiçin Hesabı tutulmaz artık niçin O mübarek soruya lâl olmamak için Sağdan ekin de soldan biçin Adam olmaz bu savruk Onun kumaşını da sağlam seçin
Geldi, durdu, geçti gitti, yedi, bitirdi savruk
Geldi’ ecelle ona sıra Durdu’n, imamın karşısında, Geçti’ oldu eriştin de sırra Gitti’ bir top kumaş dört tahta Yedi’n yedin daha kalmadı aşın Bitirdi’ nefsin lezzeti bir hışım Savruk vardır her baharı kışın Olsun’ kardeşler benim için aynı safta.
Reklam
1.000 öğeden 801 ile 810 arasındakiler gösteriliyor.