Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
O günden sonra , Kayıp ilanı verdim kendi adıma. Sokaklar , Köşe kaldırımın da dilenen amca Top oynayan çocuklar , Ne hissetmeli ki insan ?
Fazla sevme insan türünü.. Kalbinden kayıp ilanı verirsin.
Reklam
Altı üstü altmış saniye içerisinde, üstelik de herhangi bir duygusal değişime uğramaksızın, bir şaka, aile fotoğrafı, tarif, kayıp çocuk ilanı ve katliam haberi paylaşabildiğimiz bir çağda -ve bir sosyo-teknolojik ortamda- yaşıyoruz. Kalorisiz bir besin misali vücudumuzda dolaşan bilgiyi işleyip başkalarına aktarıyoruz. Ne var ki bu bilgi parçacıkları üzerimizden geçerken bir tür psikosomatik tortu bırakıyor olmalı. Üzerimize böylesine otistik bir tesirle yağan bu pikseller arasında yönümüzü bulurken "dikkatli" davranıyor muyuz? Yoksa hiçbir şey üzerinde özellikle odaklanmaya çalışmazken ağda birtakım örüntüler gören, yakın gelecekte ortaya çıkacak bir William Gibson karakteri gibi, neredeyse sezgisel olarak ya da yarı bilinçli bir halde mi internette dolaşıyoruz?
Sayfa 77 - PdfKitabı okudu
272 syf.
8/10 puan verdi
·
30 saatte okudu
2021 Booker Ödülü adayı “Sonbaharın Sonu (A Town Called Solace)” kitabı Kanadalı yazar Mary Lawson tarafından 2021 yılında kaleme alınmış. İki yüz altmış beş sayfalık bu kitapta okur, üç karakter üzerinden olayları görüyor: Clara, Liam ve Elizabeth. Yedi yaşındaki Clara’nın ablası Rose, annesiyle tartıştıktan sonra evden ayrılır ve ardından aile kayıp ilanı verir. Bu süreçte okuyucu Clara’nın ablası, ailesi, komşusu Elizabet ve sonradan kasabaya gelen Liam ile olan ilişkisine tanıklık eder. Elizabeth hayatının son günlerini hastanede geçiren ve çocuğu olmadığı için yıllar önce komşusunun oğlu Liam’ı kendi oğlu gibi benimsemiş biri. Arada sırada mektuplaşan Liam ve Elizabeth neredeyse otuz senedir görüşmez ve Elizabeth, Liam’a yazdığı bir mektup ile evi ona bıraktığını haber verir. Mutsuz giden sekiz yıllık evliliğini sonlandıran Liam ise gelen mektup ile Elizabeth’in evine kısa süreliğine taşınmaya karar verir ve olaylar başlar. Clara’nın ablasının dönmesi umuduyla yaptığı şeyler çok etkiledi beni. Ne gibi mi? Ablasının eve geri dönmesi umuduyla pencerenin önünde beklemesi, dişlerini belli sıraya göre fırçalaması gibi. Mary Lawson, her detayı özenle işleyerek okuyucuya derin ve gerçekçi bir deneyim sunmuş diyebilirim. Yazarın Clara'nın, Liam'ın ve Elizabeth'in duygularını da ustalıkla aktarması, okuma deneyimini zenginleştirdi benim için. Abla-kardeş, çocuk-anne/baba ilişkisine dair okuma yapmak isterseniz kesinlikle tavsiye ederim.
Sonbaharın Sonu
Sonbaharın SonuMary Lawson · Domingo Yayınevi · 202384 okunma
Hangi Ayrılık?
Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz? Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz? Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın? Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye? Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye? Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren? Seni
86 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Kayıp Aranıyor
𝐺𝐼𝑅𝐼𝑆
Sait Faik Abasıyanık
Sait Faik Abasıyanık
'ın okuduğum ilk romanı. Açıkçası bende çok derin bir izlenim bırakmadı. Belki yoğunluktan dolayı çok fazla kendimi veremedim.
Kayıp Aranıyor
Kayıp Aranıyor
daha iyi bir incelemeyi hak ederdi. İnsanın kaderi, yaşantısı içinde yaşadığı toplumdan bağımsız şekilde şekillenebilir mi? İnsanın kaderi toplumun şekline bağlı mıdır? Kitaptan bahsedecek
Kayıp Aranıyor
Kayıp AranıyorSait Faik Abasıyanık · Yapı Kredi Yayınları · 20115,7bin okunma
Reklam
360 syf.
·
Puan vermedi
Defne sevgilisinden evlilik teklifi almasının üstünden çok zaman geçmeden ortadan kaybolur. Bir gece vakti metroda beklerken su almak için gittiğinde geri gelmez. Mert sevgilisinin ardından ne yapacağını bilemeyen günlerce aylarca evden neredeyse hiç çıkmadan onu bekler. Her yerde kayıp ilanı vermiştir ve umudunu hiç kesmemiş bir gün gelir diye bahçe kapısının arasına bile taş koyup onu beklemektedir. Karşı komşularının yaptığı gürültüden rahatsız olan Mert, şikayet etmek ve seslerin kaynağını öğrenmek için gittiğinde Ayça ile tanışır. Ayça oyunculuk yaptığından yüksek sesle rollerine çalışıyordur. Mert ile aralarında güzel bir arkadaşlık başlasa da Mert yaralıdır ve kendisini fırsatçı insan gibi görür Ayça. Bu durumda olan birisine aşık olmak ona acı gelir. Ta ki yanlışlıkla gizli numaradan gelen aramayi acaba kadar..
Aşkın -De Hali
Aşkın -De HaliBüşra Yılmaz · Epsilon Yayınevi · 2022669 okunma
Alt üstü altmış saniye içerisinde, üstelik de herhangi bir duygusal değişime uğramaksızın, bir şaka, aile fotoğrafı, tarif, kayıp çocuk ilanı ve katliam haberi paylaşabildiğimiz bir çağda -ve bir sosyo-teknolojik ortamda- yaşıyoruz. Kalorisiz bir besin misali vücudumuzda dolaşan bilgiyi işleyip başkalarına aktaryoruz. Ne var ki bu bilgi parçacıkları üzerimizden geçerken bir tür psikosomatik tortu brakıyor olmalı. Üzerimize böylesine otistik bir tesirle yağan bu pikseller arasında yönümüzü bulurken "dikkatli" davranıyor muyuz? Yoksa hiçbir şey üizerinde özellikle odaklanmaya çalışmazken ağda birtakm örüntüler gören, yakın gelecekte ortaya çıkacak bir William Gibson karakteri gibi, neredeyse sezgisel olarak ya da yar bilinçli bir halde mi internette dolaşıyoruz?
Kayıp ilanı: Seven bir çift göz aranmaktadır :))
Bir çift göz arıyorum Bakıp da gören Görüp de gördüğünün Ne olduğunu bilen Ne olduğunu bildiği Şeyden nefret etmeyen Seven, seven, seven.  
14-A servisinden İ…N…G...Kitabı okudu
72 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
UMUDUNU KAYBEDENLER, GAZETEYE İLAN VERDİNİZ Mİ?
İkinci Dünya Savaşı sonrası umut arayışlarının öyküleri... 2-3 sayfadan oluşan kısa öyküler var kitapta ama hepsinde bir yarım kalmışlık ve hüzün havası mevcut. Bu yarım kalmışlık ve hüznün sebebi İkinci Dünya Savaşı sonrası kayıp kuşağın arayışlarından doğmaktadır. Yazar, bu insanlık dışı savaştan arta kalanları öyküler halinde okuyucuya sunmuş.
Umut Aranıyor
Umut AranıyorAntonis Samarakis · Cem Yayınevi · 199128 okunma
Reklam
Hangi ayrılık
Hangi gün karar verdin, Küt diye çekip gitmeye? Hangi lafım dokundu sana, Böyle inceden inceye? Hangi otobüs söyle, Hangi uçak, hangi tren; Seni benden götüren,
Mescid Adabı
Yine Ebû Hüreyre’den rivayet edildiğine göre Resûlullah(sav) şöyle buyurmuştur:Mescitte alışveriş yapan birini gördüğünüzde “Allah ticaretine kazanç vermesin!” deyin. Mescitte kayıp ilanı yaparak yitirdiği şeyi bulmaya çalışan birini gördüğünüzde ise “Allah sana aradığını geri getirmesin!” deyin.
120 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kitabı kapattığımda aklımda Tolstoy ‘un alıntısı yankılanıyordu. “Bütün mutlu aileler birbirine benzer. Her mutsuz ailenin ise kendisine özgü bir mutsuzluğu vardır.” Aile kutsaldır. Peki her aile, aile midir? Ya da şöyle sorayım, aile kurumuna sorgusuz sualsiz kutsallık atfedilmesiyle ortaya çıkan yıkıcı sonuçlardan kaç aile haberdar? Yılın okuduğum en sarsıcı kitaplarından biri ile selamlıyorum sizi. Aile içi şiddetin, çocuk istismarının, ötekileştirmenin konu edildiği gerçek bir hayat hikayesi Sakar. Kayıp çocuk ilanı ile başlayan kitap Diana’nın doğumundan kayboluşuna kadar geçen süreyi farklı ağızlardan anlatır bize. Sorumsuz ebeveynliği ve çocukların yasalar tarafından korunmasının önündeki engelleri toplumcu yazar duyarlılığıyla ele alan Seurat okuruna eleştirmeden ve yalın bir anlatımla da gerçeklerin göz önüne serilebileceğini ispatlıyor. “Küçük Diana”, dünyanın tüm coğrafyalarında yaralanmış ruhlar olarak “var olan” milyonlarca insandan sadece biri. Zirâ Wilde’ın dediği gibi: “Yaşamak çok nadir rastlanan bir şeydir. Çoğu insan sadece var olur.”
Sakar
Sakar
Sakar
SakarAlexandre Seurat · Metis Yayınları · 2023447 okunma
346 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.