..nazlı
kayıp kentlerin yalnızlığı surlarla çevrilidir
aslına bakarsan
ki bakmakta her zaman fayda vardır aslında
kentlerin yalnız olmasının tek nedenidir çevreleyen surlar
surlar sırları gizlemek vazifesiyle yükselirken gözlerimizde
damla damla erir mumların sertliği
bir kibrit ya da çakmağın çakmasıyla gelişir
olaylar zinciri olur yaşama bağlanır
yaşama bağlar yaşama dahil eder seni beni ettiği gibi edilgen bir hal alır yalnızlığın
terk edilmiş iç kentlerin arasındaki yolculuğum başladı pencere kenarı olsun diye bir ısrarım olmuyor nedense seninle
ki hep olur
..ayşe
ben sende kayıp ruhum belki eksik çocukluğum belki de kaçak kelimelerimi buldum
sen dünyaların yaratımından önce sen ruhların süzülüşünde süzülen sen bahtların tanrıçası sen her satırın yazanı çizeni sen gizli gizemli her sırrın sahibi
varlığın varlık yokluğun yokluk
iki çizgi arasındaki büyük sonsuzluksun
.
Duygulardan, düşüncelerden, düşlerden, özlemlerden süzülmüş yaşantı birikimleri olarak okuyucuda estetik duygular uyandıran bu yazın türünde şair, tüm kadınlarla hesaplaşıyor. İsimlerinin hayatlarının anlamını sorguluyor. Şairin şiirlerinin her birine kadın isimlerinin verdiği, kadınlarının yaşamlarına yer verdiği şiirlerden oluşan bir eseri
- Yıl 1914 Takvimler 3 Kasım'ı gösteriyor, İngiliz Donanması Çanakkale'nin dış istihkâmlarını bombalıyor bu durum Çanakkale Savaşı'nın başlamasına sebebiyet veriyor.
9 Ocak 1916'ya kadar mücadele devam ediyor.
Savaşta, Türk ordusunun en seçkin birlikleri ve subayları yer alıyor.
Çanakkale Batı empervalizmine karşı sıkı bir
Joseph Campbell kahramanın mitolojik macerasının hep aynı çekirdek yapıyı takip ettiğini söyler. Bu çekirdek yapıya gö- re kahraman uzun zamandır yaşadığı ve alışkanlıklarla örülü olan dünyasını bir vesileyle terk eder. O vesile kahramanın macerasını doğuracak ve kendi hikâyesindeki kayıp parçayı tamamlayacak bir lütuftur. Yola çıkan kahraman daha önce hiç gitmediği yerlere gider, daha önce hiç tanımadığı insanlar, hayvanlar ve varlıklarla karşılaşır ve onlarla etkileşime geçer ve yola çıkma amacına ulaşır. Kayıp parçasını bulunca ödülünü de alarak evine geri döner.
Sayfa 167 - Doğan Novus Yayınları, 1. Baskı, 2019Kitabı okudu
Düşman 23. Alay'ın cephesini yarmıştı. 8. Tümen geri çekilmeliydi. Mustafa Kemal tümenin Tarkuş Hattı'na geri çekilmesini emretti. Tümen muntazam olarak emredilen hatta çekiliyordu. Daha sonra yaşananları Mustafa Kemal Paşa şöyle anlatıyordu: "İşgal edilmekte olan ve düşmanın kesif piyade ateşi altına girmeye başlamış bulunan
Arkadaşlarımızla hiç ayrılmayacağımızı düşünürüz. Keşke sonsuza kadar böyle aynı mahallede, aynı okulda yaşasak diye dilekler tutar, birbirimize sözler veririz, ama yıllar bire birer alır arkadaşlarımızı elimizden. Ancak yeryüzünde ne kadar kötülük varsa bizde de o kadar umut vardır. Ergenlikle birlikte aşk denilen o büyülü, o rezil, o soylu, o kahraman o korkak duygu utançtan kıpkırmızı olmuş bir yüzle çalar kapımızı. Aklımız, yüreğimiz birine takılır kalır. Bu kez yaşamın merkezine onu koyar, her davranışın, her duygunun, her düşüncenin anlamını onda ararız. Kendimizi onun gözlerinde izleyip, bir benzerimizi bulduğumuzu sanarak, dünyanın en güzel, en olmayacak, en aptal düşünü kurarız. Artık mutluluğu yakaladığımızı sanırız. Sansı yolunda gidenler belki de mutluluğu yakalar, ama kısa süreliğine. Çok geçmeden, koca bir kamyonun, küçük bir çocuğun bisikletini çiğneyip geçmesi gibi gerçek dünya, düşlerimizi parçalayıp verir elimize Yaşam o kahrolası oyunlarından birini daha oynar bize. İlk sevgili ellerimizin arasından kayıp bilinmeyen sularda kaybolup gider. Bu serüvenden bize düşen ise, dokunduğumuz da içten içe sızlayan bir yara gibi onun anisin sonsuza kadar yüreğimizin en derin yerinde saklamaktır.