Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.26
Gökhan Türkmen
Gökhan Türkmen
@kayip_kral
253 reader point
Joined on March 2021
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Ve bitti...
Kendimi çok yorgun hissetmeme neden olan 1 romandı "Karanlık Dükkanlar Sokağı". Kendimi hırpalanmış hissediyorum.... ;)
Nobel edebiyat ödülü dahil olmak üzere birçok ödüle layık görülen Patrick Modiano nün Karanlık Dükkanlar Sokağı adlı romanında hafızasını kaybedip geçmişini hatırlamayan ve bir dedektiflik bürosunda çalışan Guy Roland' ın yıllar sonra geçmişini ve hayatını kim olduğunu araştırmaya karar vermesi üzerine yaşadıkları anlatılıyor.
Romanda karşınıza 1 sürü insan, adres, sokak, evler, eksik ve yarım anılar çıkıyor bazen neredeyim diyorsunuz ve sizi zorluyor ister istemez.
"Yapmam gereken son 1 şey kalmıştı... Karanlık Dükkanlar Sokağı No:2 ye gitmek."
Hafızasını kaybeden, gecmisini hatırlamayan 1 insanın kimlik arayışı üzerine yazılmış çarpıcı güzel 1 eser.
"Bu gerçekten benim hayatım mı? Yoksa 1 başkasının hayatını mı yaşıyorum?"
Keyifli okumalar dilerim...
"Hey, cehenneme gidiyoz lan."
Okumadıysanız mutlaka okunacaklar listenize ekleyin.
Kobayaşi Takici' den Yengeç Konserveleme Gemisi çarpıcı bir proleter roman olma özelliğini taşıyor.
Gördüğü ağır işkenceler sonucunda hayatını kaybeden ve cesedine otopsi yapılmasına dahi izin verilmeyen emperyalizme karşı mücadele veren bir yazar Kobayaşi Takici.
Hakko-maru yengeç konserveleme gemisinde yaşananların anlatıldığı romanın film uyarlaması 1953 yılında yapılmış. Mangası da mevcut.
"Hey, cehenneme gidiyoz lan."
Etkileyici bir giriş cümlesine sahip olan bu eserin sizi kendine çekeceğini düşünüyorum.
"Bizim bizden başka dostumuz yokmuş."
Romanda; hayatları pahasına, çok kötü koşullarda sırf şirket sahipleri daha fazla kazanabilsinler diye ağır çalışma şartları altında türlü işkencelere ve kötü muamelelere kalarak çalışmak zorunda bırakılan Yengeç Konserveleme Gemisinde çalışanların yaşamla ölüm arasında başlarından geçen olaylar anlatılıyor.
İlgiyle, merakla okuduğum bir kitaptı.
İyi okumalar dilerim.
Cengiz Aytmatov' un okuduğum ilk kitabı oldu "Toprak Ana".
Kırgız asıllı yazar 20. yüzyılın en önemli yazarlarından birisi olarak kabul ediliyor. Beyaz Gemi, Cemile, Gün Olur Asra Bedel en önemli eserleri arasında. 2021 yılında okumak için bir türlü fırsat yaratamadım ancak bunu umarım 2022 de telefi ederim.
"İnsanın yazgısı dağ yolu gibidir: Bir iner, bir çıkar, sonunda uçurumla bitiverir."
Alınan o kadar nottan sonra detaya fazla girmeden kısaca belirtmek isterim: Kitapta Tolganay' ın Ölüm Anma Gününde Toprak Ana ile dertleşmesi anlatılmakta. Tolganay' ın Savankul ile tanışması, evliliği, çocukları, yaşamı ve 2. Dünya Savaşının başlaması ile birlikte yaşanan büyük kayıplar ve her şeye rağmen verilen yaşam mücadelesinin anlatıldığı kitabı ilgiyle ve beğenerek okuyacağınızı düşünüyorum.
"Ah, yaşam, niye böyle acımasız, neden böyle kötüsün?"
Keyifli okumalar.
Reader Follow Recommendations
Kontrbas, Patrick Süskind' in "Koku" adlı romanından sonra yazmış olduğu ilk tiyatro metni olma özelliğini taşıyor.
Kitapta; kontrbas çalan bir müzisyenin müziğe ve yaşama karşı eleştirilerini okuyorsunuz.
Orkestradaki hiyerarşik düzen ile toplumun düzenini birbirine eşdeğer tutan müzisyen; müzik, gürültü, kontrbasa karşı duyduğu öfke, toplumdaki yeri ve cinsiyet konularına karşı olan düşüncelerini aktarıyor.
"Kontrbas", yazarın "Koku" adlı romanı ile birlikte okuduğum ikinci kitabı oldu. "Güvercin" ve "Üç buçuk öykü" adlı eserleri de okunacaklar listesinde.
Kısa bir monolog halinde ve sıkılmadan okuyabileceğiniz bir eser.
Keyifli okumalar...
"Dışarı çıkın, özgürsünüz, kralınızı tahtından indirin, Tanrınızı da tapınağından."
36 adımlık bir oda ve 42 gün süren oda hapsi. 18. yüzyıl yazarlarından Xaiver de Maistre, Fransız devrimci askerlerine karşı savaşırken 1794 yılında yakalanır ve oda hapsine mahkum edilir. "Odamda Yolculuk" bu 42 günlük oda hapsi sırasında yazılan bir eser.
"Gerçekten de herkesten gizlenerek çekilebileceği küçücük bir odası bile olamayacak kadar bahtsız, terk edilmiş olabilir mi insan?"
Yazar; yaşadığı tutsaklığı farklı bir şekilde ele alıyor kitabında. Aslında bu oda hapsine karşı insanın özgür olabileceğini anlatmak istiyor ayrıca ruh ile bedenin birbirinden ayrılabileceğini de öne sürüyor ve 42 günlük oda hapsi sırasında yaptığı hayali yolculuklara bizimde eşlik etmemizi istiyor.
" Kalbim soğudu, buz kesti ve kendimi yeniden yerkürenin üzerinde ağırlık oluşturan ilgisizler kalabalığının arasında buldum."
Farklı bir kitaptı benim için. Sıkılmadan okuyabileceğiniz bir eser diyebilirim.
"Varsın yolcuğumu tamamlama izin vermesinler! Beni odama, dünyanın tüm nimetlerini ve zenginliklerini içeren o nefis memlekete cezalandırmak için mi sürmüşlerdi?... İşte hazırım, kapım açılıyor; Po Sokağı'nın geniş revakları altında geziniyorum, binlerce hoş hayalet gözlerimin önünde uçuşuyor... Ey, hayvanım benim, zavallı hayvanım, koru kendini!"
Keyifli okumalar dilerim.
"Duvarda gezinen bir şeyler var... Hayır, birisi var..."
İthaki Yayınları Karanlık Kitaplık serisinden Charlotte Perkins Gilman' ın Sarı Duvar Kağıdı adlı eseri 4 kısa öyküden oluşuyor.
Sarı Duvar Kağıdı ve Büyük Morsalkım adlı öyküleri ilgi çekiciydi. Korku kitaplarını okumayı sevenler için tadımlık bir kitap.
Aynı zamanda feminist ütopyanın en önemli eserleri arasında sayılan "Kadınlar Ülkesi' nin de yazarı olan Charlotte Perkins Gilman' ın "Sarı Duvar Kağıdı" adlı eserini korku hikayelerinden hoşlananların beğenerek okuyacağını düşünüyorum.
Keyifli okumalar...
“Kitaplardan anlamazdı, hayır. Zorluklarla dolu hayatında kitaplara zaman kalmamıştı hiçbir zaman. Ama hayatın dilini ondan çok daha derin okumuştu, sürekli elinin altında bulundurduğu bütün o kitaplara rağmen. Hayata dair konuşacak o kadar çok şeyi vardı ki, taşmak üzereydi.”
Sade anlatımın ustalarından John Fante’ nin Bahara Kadar Bekle Bandini
İthaki Yayınları, Bilimkurgu klasikleri serisi arasında yer alan “Houston Houston Duyuyor musun?” adlı kitap; yazar Alice B. Sheldon’ ın (James Tiptree Jr.) okuduğum ikinci kitabı oldu.
Kitap; Hugo en iyi kısa novella ödülü ile Nebula en iyi novella ödülünü kazanmış. Feminist Ütopya niteliğindeki kitapta; Doktor Orren Lorimer, Yüzbaşı Bernhard
“Tan ağarırken ölmüştü kız.”
Tomris Uyar tarafından dilimize çevrilen Andrew Jolly’ in “Seni İçime Gömdüm” adlı eserinde; Meksika yerlisi Kabrero’ nun; Kızılderili bir kıza aşık olması sonucunda yaşadığı kasabanın halkı tarafından dışlanması; buna rağmen kızla evlenerek insanlardan uzakta bir dağ kulübesinde birlikte yaşamaya başlamaları ve insanlardan uzak yaşanan iki yılın sonunda eşinin ölmesi üzerine onu kasaba topraklarına gömmeye karar vermesi ile başından geçen olaylar anlatılmaktadır.
Seni İçime Gömdüm, giriş cümlesi ile bile sizi hemen etkisi altına alan kitaplardan. Tomris Uyar’ ın başarılı çevirisi de kitabı sıkılmadan severek okumanızı sağlıyor.
“Yüzünün nasıl bir anlam taşıması gerektiğini kararlaştıramamıştı daha; ama korku ve öfke okunuyordu bu yüzde. Bir de başka bir şey, ne öfkeye ne korkuya benzeyen tanımsız bir şey.”
Seni İçime Gömdüm, büyük bir aşkın yanı sıra Meksika insanının kimlik arayışının öyküsüdür temelde. Ama zaman ve mekanı bir yana bırakıp içinde yalnızlığı duyan her insanın öyküsü olarak da okunabilir… (Arka kapak)
“Şiddetin kol gezdiği bir dünyada aşkınızı nereye gömersiniz?” (Arka kapak)
Seni İçime Gömdüm, okumaktan sıkılmayacağınız, yeniden okumak isteyeceğiniz kitaplardan birisi…
Keyifli okumalar…
"Kafka' nın en tartışılmaz erdemi, dayanılmaz durumlar yaratmasıdır. Ebediyen yaşayan yapıtlar yaratmak için bir kaç satır yazmak onun için yeterlidir... esas olan öykünün gelişimi ya da psikolojik etki değil konunun kendisi ve ortamdır. Bu nedenle öyküleri romanlarından önceliklidir..." (Arka Kapak)
Jorge Luis Borges' in arka kapak yazısı ile başlamak istedim.
En sevdiğim yazarlar arasında yer alan Franz Kafka' nın Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayımlanan Akbaba adlı öykü kitabında 11 kısa öykü bulunmakta ve bu öykülerden ayrı bir tat ve keyif alacağınızı düşünüyorum.
Keyifli okumalar dilerim.
"Bağbozumu Şarkıları" Şükrü Erbaş' ın "Pervane" adlı
kitabından sonra okuduğum ikinci kitabı oldu.
"Aşkı bir gövdeden doğuran dünya
Sen koydun bu kalbi bu güzelliğin önüne
Ayrılığa bırakma beni
... ölüm bir gün nasılsa sürecek hükmünü."
Ölüm, hasret, aşk, hüzün, yalnızlık ve özlem dolu "Bağbozumu Şarkıları" 2013 yılında 17. Altın Portakal Şiir Ödülünü kazanmış bir eser.
Birçok ödüle sahip şairin severek okuduğum kitabını şiir seven okurların da beğenerek okuyacağını düşünüyorum.
"Ey gönül haresi keder, insan kendinden ne kadar uzağa gider..."
Keyifli okumalar...
“İnsan yoruluyor sevgilim
Yaralı bir zamanla kendini sevmekten.”
“Pervane”, şair Şükrü Erbaş ile tanışma kitabım oldu. Şiirlerinden ve yazılarından oluşan kısacık ve güzel bir kitap.
“Pervane” adlı eseri ile Dağlarca şiir ödülüne(2015) layık görülen şair; Bağbozumu Şarkıları adlı eseri ile 17. Altın Portakal şiir ödülüne (2012) ve Kuş Uçar Kanat Ağlar adlı eseri ile de Behçet Necatigil şiir ödülüne (2019) layık görülmüş.
“Ey gövdede çiçeklenen zaman
Kendini sevmeden kimseyi sevemezmiş insan.”
Merak edenlere...
Keyifli okumalar dilerim…
Alman edebiyatının önemli yazarları arasında yer alan Wilhelm Genazino’ nun okuduğum ilk eseriydi “Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk.”
Yazmış olduğu eserler ile Bremen Edebiyat Ödülünü, Solothurn Edebiyat Ödülünü kazanan Wilhelm Genazino 2004 yılında Goethe ödülü birlikte Alman dili için en edebi ödül sayılan Georg Büchner Ödülünü kazanmıştır. Daha
Oysa herkes öldürür sevdiğini...
Arjantinli yazar Ernosto Sabato ile tanışma kitabım olan “Tünel”; farklı, derin bir anlatıma sahip bir kitap.
Psikolokik unsurları da içinde fazlasıyla bulunduran Tünel’de ressam Juan Pablo Castel’ in Maria İribarne ile tanışmasını ve aralarında yaşananlar anlatılıyor.
“Tünel” adlı romanı ile birlikte "Kahramanlar ve Mezarlar" ve "Karanlıkların Efendisi" yazarın diğer önemli yapıtları arasında sayılmaktadır.
Miguel De Cervantes ödülü de kazanan yazarın bu eserinden Albert Camus çok etkilenerek Fransızcaya çevrilmesini istemiştir.
Okurken keyif aldığım, akıcı bir roman olan Tünel’de yaşananlar; Castel’ in ağzından bizlere aktarılıyor.
Bir cinayet romanı olarak da değerlendirebileceğimiz romanda; Castel’ in ruhsal çöküşüne tanıklık ediyoruz.
“İnsan, yaptığı tabloyu yeryüzünde en iyi anlayan kişiyi, üstelik ortada öyle somut bir neden yokken yani durup dururken ve üstelik o kişi, en sevdiği kadınken niye öldürür?”
Merak edenlere...
Keyifli okumalar dilerim…
"Boşluğun merkezinde başka bir şenlik var."
Arka kapaktan:
Bir gece aniden yola fırlayan bir geyik, korkunç bir trafik kazası, kazada ölen bir sevgili, yok olan bir yüz, uçup giden hayaller, yalnız düşünerek geçirilen yıllar ve aşkla, cinsellikle, edebiyatla yeniden yepyeni bir hayat...
Sel Yayınları tarafından yayımlanan " Almodovar Teoremi" yazara İspanya' da 2008 yılında en
