Dünya kötüleşti de ben mi iyiye gittim, yoksa önceleri kör ve aşırı bir kayıtsızlık içinde miydim?
Kimi zaman iyilik yapmaktan utanırız. Suçluluk duygumuz, cömert davrandığımız zaman başkalarını etkilemek ya da Tanrı'yı' kandırmak' istediğimizi düşünmeye zorlar bizi. Yaratılışımızın özünde iyi olduğunu kabul etmek bize güç gelir. Sanki sevgi zayıflığın eşanlamlısıymış gibi, iyi eylemlerimizi alay ve kayıtsızlık örtüsü altına gizleriz.
Sayfa 159Kitabı okudu
Reklam
Öğrenilecek çok şeyin var, öğrenilmeyen her şey; yalnızlık, kayıtsızlık, sabır, sessizlik.
Durumu kötüydü ve onun durumunun kötü olması doktorun da, başka herhangi birinin de umrunda değildi, çünkü durumu kötü olan oydu. İvan İlyiç'e çok dokundu bu, kendine dehşetli acıdı ve böylesine önemli bir konuda kayıtsızlık, vurdumduymazlık içinde olan doktora karşı yüreği öfkeyle doldu.
Karakterimizi ilgilendiren, "Bana kim ihtiyaç duyuyor?" sorusu, modern kapitalizmde yoğun saldırı altında. Sistem insanlara kayıtsızlık aşılıyor. Bunu, örneğin "kazanan hepsini alır" piyasalarında, risk ve ödül arasındaki ilişkiyi koparıp, insanın çabasını nafile hale getirerek yapıyor. Organizasyonlarda karşılıklı ihtiyacı ortadan kaldırarak da güvensizlik aşılıyor. Ayrıca, kurumları yeniden tasarlayıp, bütün çalışanları her an vazgeçebilecek bir duruma getirerek bunu yapıyor. Bu uygulamalar, insanın önemli ve başkalarına yararlı olduğu duygusunu apaçık ve vahşi bir biçimde baltalıyor.
Sayfa 169Kitabı okudu
Sen bulanık bir gölgeden, sert bir kayıtsızlık çekirdeğinden, bakışlardan kaçan nötr bir bakıştan başka birşey değilsin.
Reklam
1,000 öğeden 981 ile 990 arasındakiler gösteriliyor.