Bize hayatı öğreten kitaplardır. Kitaplar insana empati duymayı öğretir. Ama kiranı zar zor öderken kitap satın alamazsın ki. Bu yüzden o kütüphane çok önemli bir kaynak! Bir kütüphaneyi kapatırsan, Louisa, sadece bir binayı değil, umudu da kapatırsın.
Kudüs'le ilgili kaynak eser tavsiye ederken hâlâ düşünüyorsak, meseleyi ayrıntılı şekilde anlatan kitaplar hâlâ yabancı dillerden tercüme ise, akademide hâla tatmin edici derecede Kudüs çalışmaları yapılmıyorsa... Demek ki, önümüzde yürünecek uzun bir yol var
Sayfa 109Kitabı okudu
Reklam
Filozofların rüya yorumları hakkında karışık bir tutumları vardı. Stoacıların çoğu bu tip yorumlara eleştirel ve şüpheci yaklaşır. Ancak yine de bu yöntem popüler ve yaygın bir şekilde kullanılırdı. Aralarında Pisagor ve bazı Stoacıların da olduğu uzmanlar rüyaları yorumlaya biliyorlardı ve bazı uzmanlar da insanlara kendi rüyalarını nasıl yorumlayacaklarını öğreten kitaplar yazıyordu. Bunu nasıl yapabileceğinize dair pek çok kaynak vardı, ancak bugüne kalan tek rüya kılavuzu Artemidorus (M.S. ikinci yüzyıl) tarafından yazılan Rüyaların Yorumu eseridir. Rüya yorumu önemliydi çünkü antik çağda rüya gelecekteki bir olayın önceden haber verildiği anlamına geliyordu.
Sayfa 54 - Profil KitapKitabı okuyor
Anladım ki dışarıda var olan tüm öğretmenler,kitaplar rehberler ve üstatlar,bize yeni bir bilgi öğretmek için değil,kim olduğumuzu hatırlatmak için oradaydı.Tüm spritüel öğretiler aslında tek kaynaktan gelmişti ama hepsi yazıya döküldüğünde başka türlü ifade bulmuştu.Kaynak tekti ve o kaynak içimizden başka bir yerde değildi.
CENÂB-I HAK NEFSE DEMİŞ Kİ...
"Hadisin rivayetlerinde var ki: Cenâb-ı Hak nefse demiş ki: "Ben neyim, sen nesin?" Nefis demiş: "Ben benim, sen sensin" Azab vermiş, cehenneme atmış, yine sormuş. Yine demiş: "ENE ENE; ENTE ENTE". Hangi nevi azabı vermiş, enâniyetten vazgeçmemiş. Sonra açlık ile azab vermiş. Yani aç bırakmış. Yine sormuş:
Sayfa 294 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
"Ur'a Ağıt", bazı akademisyenler tarafından Eski Ahit'teki Ağıtlar Kitabı'na benzetilmişti. Akademisyenlerin birbirinden farklı çivi yazılı tabletlerden bir araya getirdikleri bu coskulu eserde Tanrıça, Ningal şehri için göz yaşı döker: "Çanak çömlek değil de ölüler kaplamıştı kapıları. Aralandı surlar; yığıldı
Reklam
Tanrı ile Sohbet
Kendi gerçeğinin Ben' den geldiğini iddia etmeyi bırakana kadar ben sana kendi gerçeğimi söyleyemem. - Ama benim gerçeğim senden geliyor. Kim söylüyor? -Başkaları. Kim, başkaları? 'Liderler: rahipler, hahamlar gibi din adamları; kitaplar: İncil, Tevrat vb... Allah aşkına! Onlar gerçek kaynak değiller. -Değiller mi? Hayır. -Peki Gerçek kaynak ne? Duygularını dinle. En yüksek düşüncelerini dinle. Deneyimlerini dinle. Bu dinlediklerin, öğretmenlerin, kitapların söylediklerinden farklılık gösteriyorsa, sözleri unut. Sözler gerçeğin en az güvenilir mesajıdır.
Osmanlı Devleti zamanında Türk tarihi ile ilgili araştırmalar yoktu. Atatürk'ün okuduğu Batı'da yazılmış bazı kitaplarda Türkleri küçük düşürücü sözler vardı. Bir taraftan bunları çürütmek, diğer taraftan yeni Türk gençliğine, atalarının ve bugün üstünde yaşadıkları toprağın uzun tarihini ve kültürünü araştırma imkanını sağlayarak Türk ruhunu canlandırmak gerekiyordu. Fakat bu araştırmalar için kaynak lazımdı. Bu kaynaklar Türklerle ilişkileri olan veya olması muhtemel bulunan milletlerin dillerinde yazılmış kitaplar ve belgelerdi. Ayrıca kendi ülkemizin kütüphane ve arşivlerinde, müze ve depolarda kaynaklık edecek malzeme bulunuyordu. Fakat onlardan yararlanabilmek için uzmanlar yetişmeli idi.
Bazı kitaplar da öyledir sevgili yazarımız..
"Eski hikâyeler bizim zamanımızın romanlarına, edebiyat kitaplarına benzemez. Tarihin içinden süzülüp geldiği için her anlatanla her dinleyenle zenginleşir, çeşitlenir. Kaynak suyu gibi, içinden geçtiği toprağın minerallerini bünyesine katar. O yüzden de eski hikâyenin bir tane manası yoktur. Bazen birbiriyle taban tabana zıt manalar aynı hikâyenin içinde cennetteki kurtla kuzu gibi sarmaş dolaş olur. Bugün dinlediğinizde bir şekilde anladığınızı düşünürsünüz, başka bir zaman çok farklı bir mana bulursunuz.."
Kudüs'le ilgili kaynak eser tavsiye ederken hâlâ düşü- nüyorsak, meseleyi ayrıntılı şekilde anlatan kitaplar hâlâ yabancı dillerden tercüme ise, akademide hâlâ tatmin edici derecede Kudüs çalışmaları yapılmıyorsa... Demek ki, önümüzde yürünecek uzun bir yol var.
Sayfa 109
220 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.