Düşün düşün düşün… En çok düşünmekten kaçıyoruz. Sürekli kalabalıkların içinde oradan oraya savrulan bir sonbahar yaprağı gibiyken düşünmeye fırsatımız olmuyor. Zavallı sonbahar yaprağı rüzgar nereden eserse oraya savruluyor ama biz şanslıyız ki rüzgarımızın yönünü değiştirme şansına sahibiz. Değiştir o rüzgarı ve kendinle baş başa kalmaya, düşünmeye zaman ayır. Savrulan yaprağın kaderi bazen bir ayak altında, bazen kayanın yamacında, bazense fırtanın gücüyle un ufak olmakmış. Senin kaderin ise rüzgarının yönünde saklı… Haydi uyan o zaman. Yalnızlık dolu kalabalıklardansa, düşünce dolu yalnızlığı tercih ederek yelkenini doğru rüzgarlara karşı açmayı unutmadan.
Günaydın
Düşün düşün düşün… En çok düşünmekten kaçıyoruz. Sürekli kalabalıkların içinde oradan oraya savrulan bir sonbahar yaprağı gibiyken düşünmeye fırsatımız olmuyor. Zavallı sonbahar yaprağı rüzgar nereden eserse oraya savruluyor ama biz şanslıyız ki rüzgarımızın yönünü değiştirme şansına sahibiz. Değiştir o rüzgarı ve kendinle baş başa kalmaya, düşünmeye zaman ayır. Savrulan yaprağın kaderi bazen bir ayak altında, bazen kayanın yamacında, bazense fırtanın gücüyle un ufak olmakmış. Senin kaderin ise rüzgarının yönünde saklı… Haydi uyan o zaman. Yalnızlık dolu kalabalıklardansa, düşünce dolu yalnızlığı tercih ederek yelkenini doğru rüzgarlara karşı açmayı unutmadan.
Saniye Bencik Kangal
Saniye Bencik Kangal
Reklam
Gözlerine, gözbebeklerine derin derin baktım, gökyüzü mavi geceleğini giymesine az vakitler kala, güneş ufukta tüm kızıllığı ile dünyaya elveda derken. Sıkı sıkı tutunduğu o papatyanın gövdesinden düşüp solmamak, hep güçlü ve sağlam kalmak için direnen bir tomurcuk bir yaprak, papatyanın ta kendisidir o. Akıta akıta kuruttuğu gözyaşlarından geriye
“Şuanda edebi akım gerçekleştirdiğini inanlar var ya, onlar işte, yanılıyorlar. O edebi akım falan değil düpedüz edebi saldırıdır. Sanattan ve kimlikten uzak.” “Latife yapıyorsunuz efendim.” dedi “herhalde” diye ekledi içinden. “Haşaa, haşaa! Seni mendebur suratlı pis alçak. Kahpe keleş sarımtırak.” “Hhsjjsj?!” “Ne sandın ya! Seni övüp övüp
Geceye ve yalnızlığa Bir şiir...
Seni ben uzun uykulu bir vadinin Sessizliğinde buldum. İçine kapanmış bir kayanın dilsiz koyuluğunda Ve serinliğinde gövdeyle taş olmak arasındaki kararsızlığın Bejan Batur
Sonun Sonsuzluğu
acı, bir ırmak gibi doluyor yüreğime bardaktan boşanırcasına ağlamak istiyorum beni artık ne çiçekler ne çocuklar kurtarır ne de o her gün yinelenen doğum.
Reklam
14 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.