Rosa Luxemburg kendisine ait mobilyalarla donatılmış küçük bir evin, huzurlu ve düzenli bir işin, küçük bir dost topluluğuyla arada sırada gerçekleşen buluşmaların, ortak gezintilerin, operaya gidilen akşamların ve yaz tatillerinin hasretini çekiyor ve nihayet bir çocuk da istiyordu. “Bu hiçbir zaman gerçekleşmeyecek mi? Hiçbir zaman mı?”