... Ademoğlu da bu misaldir. Kimi tırtıl olarak kalır da çıkamaz daracık dünyasından, kimi de kozasında çürür, kimi belki kelebek olmayı başarır ama dünya onu aldatır da hakikati göremez, kimi de öyle bir kelebek olur ki Rabb'ine yürür.
Psykhe sözcüğünün Yunancada iki anlamı vardır. Kelebek ve ruh. Kelebek yaşama tırtıl olarak başlar , sonra günün birinde bir koza örer, bir süre sonra koza açılır ve ve kelebek, dünyadaki en güzel yaratık olarak ortaya çıkar. Ruhlar da karanlık ve cehaletin derinliklerinde boğuşurlar, çeşitli sıkıntılara ve şansızlıklara katlanırlar ve çektikleri o çileler sayesinde yavaş yavaş arınırlar, güçlenirler ve günün birinde söz konusu ruh onca çabaya değen bir ruhsa kozasını yırtıp çıkar ve muhteşem bir kelebek gibi havada süzülmeye başlar.
Ve ben sana nasıl ulaşırım bilmiyorum
Ulaşılması imkansız bir deniz gibi şu sıralar şehrengiz
Dehlizin yamacına takılmış bir kelebek gibi kahve kokulu satırlar
umut denilen şey ise bir yoksunluk,
maviye kapatmış pelesenk bedenini...
Oturtmuş kıyısına süheyla denilen gökdeniz ve bedenini...
Köreldi duygular onun nezdinde,
Beyaz bir ışıktı parmak uçlarına dokunan papatya,
Ulviye ise sadece bir hayaldi.
Şevval Nadir
William Butler Yeats . Karanlık, kasvetli, korkutucu, yırtıcı kuş değil. Kelebek incelik ve kırılganlığımızın simgesi. Çünkü ruh, can, benlik demek olan psykhē "kelebek" de demek:
"Ve bilgelik bir kelebektir
ve karanlık alıcı kuş değil"
.
["Tom O’Roughley"]