Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu an la' kısmına bastırarak ve kelime-i tevhid ile kelime-i şehadet arasında koşturarak bağıra bağıra can vermek isterdim. Allah'im elli yaşıma kadar disiplinli ve düzgün bir Müslüman olarak yaşayamadm. Haklısın. Her zamanki gibi. Sinemin özünü bilirsin. Ama son bir yildır Resulullah efendimizin gönül iklimine yaslanıyor ve seherlerde sana yaklaşabilmek adına uyumuyorum. Bu son bir yılımı tüm ömrüme yayarsan ve ihlâsla yapmış olduğum tövbeleri kabul edersen ben de belki son nefesimi "ey iman edenler, Allah'a karsı, O'nun azamet-i ilahiyesine göre takva üzere olun ve ancak Müslümanlar olarak can verin," emrini yerine getirmiş bir kul olarak verebilirim. Bir ömür bu son nefes için hazırlanan insanlar var. Omür boyunca "son nefes" tandanslı yaşayan insanlar arasına beni de kabul et. Elli yılımı siviler. Son bir yılımı elli yılıma örtüver. Beni affet. Ben ölüyorum. Öldüğüme inanamayarak ölüyorum. Inanmayarak ölmüyorum ama.
Var mı bunu lügata bakmadan okuyacak bir babayiğit ?
Hicret-i Seniyyeleri'nin 11. yılı Reblülevvelinin 12. Pazartesi günü Resûl-i Ekrem efendimiz irtihal ederek Hazret-i Ebû Bekir es-Siddik makamı hilâfete geçmişti. Bu tarihi takip eden günlerde İslâm dininin o güne kadar görüp geçirdiği hayâti devirlerin en çetin bir safhası kaydedilmiştir. Resûl-i Ekrem'in yirmi üç sene devam eden
Sayfa 299Kitabı okudu
Reklam
Beşeri sistemlere verilen vekâlet şirktir.
Ayrıca şehid kardeşim (Seyyid Kutub); Allah Teâlâ'nın, insanları ahirette cennetine koymaya, cahiliye'yi yeryüzünden kaldırıp onun yerine Allah'ın hakimiyetini geçirmeye vesile kıldığı lâ ilahe illallah kelime-i tevhidinin, yalnızca dilde kalıp kalpte bir ağırlığı olmayan, pratik hayata yansımayan bir kelime olmadığını/olamayacağını da insanlara açıklamak istemişti. Bütün bunları yapabilecek olan lâ ilahe illallah kelime-i tevhid'i, dil ile ikrar ve kalp ile tasdik edilen Allah'ın nizamını ve şeriatını pratik hayatta uygulamak için gayret edilen bir kelimedir. Lâ ilahe illallah kelime-i tevhid'ini bu manasıyla kabul ederek söyleyen bir kişi, cahili düzenlere karşı çıkar, onlardan hiçbir zaman hoşnut olmaz. Aksi takdirde la ilahe illallah şehadet cümlesinin herhangi bir tesiri sözkonusu olmaz, bu şekilde söylenen bir la ilahe illallah şehadet cümlesi ahirette Allah tarafından kabul edilmez ve yeryüzünde hüküm süren mevcut pratiğin hiçbir tarafını değiştiremez. Zira lâ ilahe illallah cümlesi, -sadece dil ile ikrar edilip pratiğe yansımaması halinde- Allah'ın hakimiyeti yerine beşerin hakimiyetinin müşahhas göstergesi olan şirk'ten gereği gibi arındırılmış olamaz. La ilahe illallah kelime-i şehadetinin Allah indinde kabul edilmesi için ilk şart, şirkten gereği gibi arınmak ve uzaklaşmaktır. İşte Hz. Peygamber "Allah'a şirk koşmaksızın ölen kimse cennete girer"* buyururken, böyle bir arınma ve uzaklaşmayı kasdetmektedir.
Sayfa 7 - BekaKitabı okudu
Vahhabîlerin tekfir hareketleri: Halbuki Şefaat haktır, âyetle sâbittir.
"Amel, imanda dâhildir. Tevhid'den maksad, tevhîd-i amelidir (amelde birliktir). Tevhid'de Kelime-i Şehâdet yeterli değildir. Herhangi bir şeyi veli, vesile ve mürşid edinmek küfürdür. Allâh'ın sıfatları, hakikî sıfatlardır: Tevessül, küfür ve şirktir. Meleklerden, peygamberlerden ve ruhlardan meded ummak küfürdür. Peygamberden şefaat umulamaz. Peygamber'in ve Kur'ân'ın tebliğinden ayrı olarak, dine giren şeyler bid'attır: Kabirler üzerine kubbe yapmak, adak adamak küfürdür; ziyaret sapıklıktır. Amel'deki dört mezhebe cevaz vardır: lâkin itikaddaki mezhepler yasaklanmıştır. Tarikatlara girmek ise, küfürdür. Esaslardaki bu ayrılıklardan başka, fürûatta da bazı ayrılıklar ve farklılıklar vardır. Bunları da şöyle özetlemek mümkündür: Vakıf müessesesi bâtıldır: Bu anlayışa göre Vehhâbiler, girdikleri İslâm beldelerindeki bilhassa Mekke ve Medine'deki, muazzam Osmanlı vakıflarını dağıtmışlar ve yağmalamışlardır. ... Görülüyor ki ortada şirk sayılmayan tenkîd edilmeyen bir dînî hareket kalmamaktadır."
Filibeli Ahmed Hilmi a.g.e. .. sh:275
"Güzel kelime şehadet kelimesidir. Bütün sâlih ameller bu kelimenin meyvesidir." (İbrahim 14/24) İbn Abbas bu âyeti şöyle tefsir etmiştir: "Güzel kelime ki şehadet kelimesidir,güzel ağaç gibidir.Bu da müminin ta kendisidir.O ağacın kökü müminin kalbinde bulunan tevhid kelimesidir.Dalları da göktedir.Müminin ameli o sayede göklere yükselir." (bk. Hasan Basri Çantay, Kur'ân-ı Hakim ve Meâl-i Kerîm, 1/380).
Kelime-i şehadet son hak dinin şiarıdır. Bu kelimeyi hem dil hem kalp ile ikrar ve tasdik edenler Müslüman olma vasfını kazanırlar. Müslüman olan kişi hayatın her anında Tevhid bilincini taze tutmak için bu kelimeleri zikreder. Kelime-i Şehadet, her gün 5 vakit okunan ezanla tüm aleme ilan edilir. Günde 5 vakit kılınan namazın teşebbüünde kelime-i şehadetle iman ikrarı tazelenir. Yeni doğan çocuğun kulağına bu cümleler okunduğu gibi İslamla müşerref olup adeta yeniden doğanlar da İslam'a girmenin ilk adımı olarak kelime-i şehadeti söylerler. Bir sıkıntı ve belaya uğrayanlar hemen bu mübarek kelimelerle rabblerine istimdat ederken, son nefesini vermek üzere olan Müslümanlara da kelime-i şehadet telkin edilir. Kısaca kelime-i tayyibe olarak vasıflanan kelime-i şehadet bizim için her dem Rabbimize olan iman ve teslimiyetimizi ifade eden en yüce kelimelerdir.
Reklam
Kelime-i şehadet veya kelime-i tevhid; Allah'ı birlemektir. Allah'a teslim olmaktır. İmanın en yüksek mertebesidir. Allah'tan başkasına kul olmayı reddetmektir. Allah'ın rızasına nail olmaktır. Nefsi ilahlaştırmamaktır. Allah'tan başkasına dua ve ibadet etmemektir. Allah'a babalık, evlatlık, eşlik ve denklik isnadında bulunmamaktır.
Allah'ım, senin yolunda sabit olduğumuza, değiştirmeyi ve değişmeyi kabul etmediğime ve etmeyeceğime Sen şahid ol. Sana şirk koşan, Kur'an'la amel etmeyen, dinine düşmanlık eden, Kur'an'ın ve sünnetin bağlısı ve hamisi müminlere savaş açan zalim ve müşriklere karşı bizi muzaffer et. Allah'ım, bununla yaşadığımı ve bununla Sana kavuşmak istediğimi ilan ediyorum. Beni tevhid ehlinden, kelime-i şehadet ehlinden, Senden korkan ve utananlardan say! Allah'ım, sevgini bana nasib et. Senin yolunda sevmemi, Senin yolunda buğzetmemi, Senin yolunda cihad etmemi nasib et.
Sayfa 172Kitabı okudu
Eğer bir baba söylüyor ve oğlu inkar ediyorsa, ne baba aynı babadır ne de oğlu aynı oğuldur.Oğul artık babasının mirasçısı olamadığı gibi annesi ve kız kardeşlerine bile yabancı olur. Öte yandan tamamen yabancı bir insan şehadet getiriyorsa ve Müslüman bir aileye girmişse o ve çocukları ailenin varisleridirler. Kelime-i tevhid'in gücü o kadar büyüktür ki kan bağını bile geride bırakır.Yabancıları bir araya getirebilir ve aynı ailenin üyelerini birbirinden ayırabilir.
62 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.