Nazım Hikmet cezaevinde yatarken eşi Piraye’yi dayısının kızı Münevver ile aldatmıştır. Münevver’in eşinin boşanmaya yanaşmaması üzerine ayrılmışlardır. Bunun üzerine Nâzım rotayı tekrar Piraye'ye çevirmiş ve şu mektubu yazarak af dilemiştir:
“Yeryüzünde hiçbir insan, hiçbir insana benim sana yaptığım kötülüğü yapmamıştır. Bütün bunlara rağmen gel. Sana “gel” diyecek kadar yüzsüz ve alçaksam ne halt edeyim, öyleyim işte. Fakat gel. Ve benden nefret ederek, beni hor hakir görerek de olsa, beni bir daha yalnız bırakma!"
Gelmesi için ölüm orucuna başlar ve hastanede Piraye’nin yolunu gözlemeye başlar. Günler geçer, Piraye’nin sevgisi ağır basar ve hastahaneye gider.
Tam odadan içeriye girecekken, kapıda Münevver’i bulur, barışmışlardır.
Piraye ölene kadar evlenmemiş, gazetecilere ve Nazım’ı soranlara tek kelime bile etmemiştir.
Nazım, Münevver’le evlenmiş, oğulları Mehmed dünyaya gelmiştir.